Her şey üstüme kaldı

Güncelleme Tarihi:

Her şey üstüme kaldı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 1999 00:00

Haberin Devamı

Eşinin ölümünden bu yana susmayı tercih eden Meri Malki korkularını anlattı

Nesim Malki'nin 1995'te Bursa'da öldürülmesinin etrafındaki sır perdesi yıllardır aralanamadı. Olaydaki ticari ilişkiler, Malki'nin ortağı Erol Evcil tarafından öldürtüldüğü iddialarına karşın hep susan biri vardı:

Meri Malki. İki kızıyla birlikte meraklı gözlerden uzak yaşayan Meri Malki, cinayet gününü, korkularını, eşinin katilleri olduğu iddia edilen kişiler hakkında neler düşündüğünü ilk kez Hürriyet’e anlattı.

Bugüne kadar niye konuşmadınız?

- Olaylar zaten çok karışıktı. Kocamın ölüm şekli çok acıydı. Tekrar tekrar başa dönmek, basında çıkıp olayı hortlatmak istemedim.

Olayın karanlık ve soru işaretleriyle dolu olması sizi ürküttü mü?

- Tabii ki. Çok ürktüm. Düşman belli olmadığı için ortaya çıkıp konuşmak ve tepkiyi üzerime çekmek istemedim. İki kız annesi bir kadın olarak tek başıma kalmıştım. Burada söylemek istediğim bir şey var: Kocam asla bir tefeci değildi. Bir iplik tüccarıydı. Kendi parası ya da bankalardan sağladığı kredilerle fabrikalardan peşin parayla iplik alır ve kendi yarattığı pazara tüm riski üstlenerek vadeli iplik satardı. Zaten ne kocam ne de şirketler hakkında tefecilik konusunda en ufak bir şikayet, dava ya da ceza sözkonusu olmamıştır. Bir tek kişi kocamdan faiz karşılığı para aldığını da iddia etmemiştir.

Tehdit ediliyor muydu?

- Evet bir süredir tehdit ediliyordu. Ama öldürülebileceğini düşünmedik. Önemsemedi mi, bilmiyorum. Bu tip şeyleri anlatmazdı. bu yüzden tedbir alıp almadığını da bilmiyorum.

Olay günü sizin yanınızdan mı ayrıldı?

- Evet. tek başına evden ayrıldı. Vedalaştık ve uçakla Bursa'ya gitti.

Eşinizin ölümünden sonra ne yaşadınız?

- İşlerden anlamadığım için herşey üstüme kaldı. Hiçbirşey bilmediğim gibi kimin ne yaptığından da haberim yoktu. Kızlarım çok küçüktü. Melisa 18 yaşındaydı. Birkaç aydır babasının yanında çalışıyor bir yandan da İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü'nde üniversiteye devam ediyordu. Küçük kızım ise, 13 yaşındaydı. Bu yüzden işin içine girmeyip borçların ve alacakların peşine düştük.

Devam ettirdiğiniz bir şirket var mı?

- İplik işi yapan küçük bir şirket elimizde. Başında da Melisa var. Erol Erkohen de İsrail'den telefonla kendisine yardım ediyor.

Eşinizin ölümünden sonra Erkohen ailesinden yardım aldınız mı?

- Her zaman destek aldık. Bütün kararları birlikte verdik.

Geçtiğimiz sonbaharda Erol Evcil'in eşinizi öldürttüğü ve Türk Ticaret Bankası olayıyla olay tekrar gündeme geldi. Nasıl etkiledi sizi bu süreç?

- Aynı acıyı tekrar yaşadık. Keşke eşimin öldürülmesinden sonra soruşturma açılsaydı da bunları tekrar yaşamasaydık diye düşündüm.

Erol Evcil ve diğerleri gibi tanıdığınız birçok insanın adı eşinizin ölümüyle ilgili olarak anıldı.

- Emin olmadığım için birşey söyleyemem ama insanı çok etkiliyor tabii. Korkunç duygular hissediyorsunuz. Bir sürü soru işareti. Ne kadar zor olduğunu anlatamam. Çok dindar sayılmam ama birgün bu olayın aydınlanacağına ve ilahi adalet sayesinde suçluların cezasını çekeceğine inanıyorum.

Dönemin Başbakan Mesut Yılmaz, ‘‘700 milyon dolar bir gecede el değiştirdi’’ demişti. Bu kadar bol para yüzünden tehdit edildiniz mi?

- Direkt ailemize yönelik bir tehdit olmadı. Belki işleri tasfiye ettiğimizden belki de ailede erkek olmamasından bilemiyorum. Bu haberlerden sonra insanlar çok garip bakmaya başlıyorlar. İnanın bakışları değişiyor. Sokağa çıkamadığım zamanlar oldu. Tehdit olabilir de, insanlar çok kötü çünkü. Kimseye güvenmiyorum. Şimdi yalnızca eşime ait 7-8 milyon dolarlık borcu ödemeye çalışıyoruz.

Eşiniz için keşke bu kadar büyük oynamasaydı dediğiniz oldu mu?

- Kesinlikle. Her zaman kendi yağıyla kavrulan bir iş adamı olmasını istedim.

Nesim Bey'le nerede tanışmıştınız?

- Suadiye'deki yazlığımızda. O zaman 18 yaşındaydım. Niso da 22. İki yıl flört ettik. Askerliğini İzmir'de yapıp geldikten sonra da evlendik.

Nasıl bir eşti?

- Ailesine ve kızlarına çok düşkündü. Çok iyiydi.

Aşık mıydınız?

- 20 senelik evlilikten sonra aşktan bahsetmek zor ama çok seviyordum.

Duygusal biri misiniz?

- Çok duygusalım. Ölüm olayında çok ağladım ama sonra çok katı bir insan oldum. Asla ağlayamıyorum. DGM'de yaşadığımız süreçte de çok yıprandım. Gerçi çok nazik davrandılar ama çok yıpratıcıydı.

Meri Malki iddiaları cevapladı

13 DOLAR BİLE ALMADIK

Nesim Malki'nin Bursa'da öldürülmesinden sonra İsrail'e yerleşen ortağı Erol Erkohen'in, maliyecilere ‘‘Hayyam Gariboğlu'ndan 26 milyon dolar aldık’’ iddialarına Meri Malki cevap verdi: ‘‘Hayyam Gariboğlu'ndan 13 milyon değil, 13 dolar bile almadık.’’

Eşi Nesim Malki'nin iplik işinde kar oranı düşünce, banka işine girmek istediğini ve önce Kıbrıs'ta bir banka kurduğunu söyleyen Meri Malki, olaya ilişkin şu bilgileri verdi: ‘‘Kıbrıs'taki Tunca Bank'ın bütün sermayesi iki milyon dolar civarındaydı. Ama basın ve kamuoyu bunu abarttı. Daha önce de Türkiye'de yabancı bir banka almak istemiş ve bununla ilgili bir anlaşma yapmıştı. Bu bankanın değeri de üç yıl sonra ödenmek üzere 7.5 milyon dolar civarındaydı. O olayda da çeşitli spekülasyonlar yapıldı ve Niso'ya hazinenin izin vermediği haberleri yayıldı. Oysa hazine böyle bir bildirimde bulunmamıştı. Ancak satıcı daha fazla veren bir müşteri bularak opsiyon hakkından yararlanıp sözleşmeyi feshetmişti.’’

BANKA ORTAKLIĞI

Hayyam Gariboğlu ilişkisinin Nesim Malki'nin banka alma isteğinden doğduğunu söyleyen Meri Malki, 26 milyon doların öyküsünü ise şöyle anlattı:

‘‘Niso'nun ölümünden sonra Sümerbank hisselerinin bir bölümünün Tunca grubuna satılmasının vaad edilmesi karşılığında, şirketler adına ve Niso'nun kefaleti ile bazı bankalardan kredi alınarak Hayyam Gariboğlu'na yaklaşık 26 milyon verildiği anlaşıldı. Biz ve ortağımız Erol Erkohen faili bilinmeyen bir cinayete kurban gitmiş birisinin karısı ve çocukları olarak böyle banka işlerine girmeyi uygun görmedik ve sözleşmeyi feshedip alınan kredilerin geri ödenmesini sağlamak istedik. Bu amaçla da Hayyam Gariboğlu'yla görüşüp bu düşüncemizi kendisine aktardık. Gariboğlu bunu kabul etmekle birlikte bu parayı 3-4 ay sonra ödeyebileceğini söyledi. Biz bu teklifi kabul ettik ama alacaklı bankaların şirketler ve mirasçılar hakkında takibe geçme tehdidi karşısında Gariboğlu'yla yeniden görüşüp öteki bankalara olan borcun Sümerbank'tan sağlanacak kredilerle kapatılması yolunda mutabık kaldık. Böylece başka bankalardan şirketler adına alınan kredilerden Gariboğlu'na verilen para Sümerbank'tan kendi kefaletiyle sağladığı kredilerle ödenmiş oldu. 26 milyon doların eşimin şahsi servetiyle hiçbir ilgisi olmadığı için veraset beyannamesinde gösterilmedi. Para tümüyle şirketler adına yapılmış bir işlem.’’

Kredinin Demirbank, Ticaret Bankası ve Esbank'tan alındığını söyleyen Meri Malki, bir başka deyişle başka bankalardan şirketler adına alınan kredilerden Gariboğlu'na verilen paranın, yine Sümerbank'tan kendi kefaletiyle sağladığı kredilerle ödendiğini söylüyor ve ekliyor:

‘‘Daha sonra Hayyam Gariboğlu eşimle ortak olmadığını da söyledi. Ortak olduklarına dair belgeleri de devlete verdik. Bu açıklamayı neden yaptığını da bilmiyorum. Bir ev kadını olarak anladığım ve bildiğim bu işlemlerden dolayı elimize bir doların bile geçmediği ve hala kocamın kefaletinden dolayı bankalara borç ödediğimizdir.’’

Meri Malki, tüm bu işlemlerin belgeli olduğunu ve devletin istemesi halinde ispatlamaya hazır olduklarını da belirtiyor.

MALİYECİLER HABER VERMİŞTİ

Maliyecilerin İsrail'e gideceklerinden önceden haberdar olduğunu söyleyen Meri Malki, maliye denetim elemanlarının bunu önceden Erol Erkohen'e ve kendisine haber verdiklerini belirterek şunları söyledi:

‘‘Hatta görüşmede Erol bey'in mali müşavir bile bulundurmasına izin verildi zannediyorum. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, Erol Bey İsrail'e devletten kaçmak için gitmedi. Kendini korumak için İsrail'e gitti. Çünkü ne Erol'un ne de bizim devletten kaçıracak hiçbir şeyimiz yok. Devletin her isteğini Erol oradan, biz buradan elimizden geldiğince yerine getirmeye çalışıyoruz.

Meri Malki, ‘‘Peki Erol Bey niçin böyle bir iddia da bulundu’’ sorusuna ise, şu cevabı veriyor:

‘‘Veraset vergisine esas olacağı belirtilen bu bilgi maliye elemanları Erol'la İsrail'de konuşmadan çok önce belgeleriyle birlikte devlete verilmiştir. Maliye elemanları bu bilgileri Erol'a doğrulatmak istemiş olabilirler, bu da çok doğaldır. Erol'un da bu yönde bir bilgi verdiğini ama maliye yetkililerinin bu olayı başka türlü yorumlayıp bir vergi ödenmesi kanısına vardıklarını düşünüyorum. Bu karara da saygı duyar ve tebligat elimize geldiğinde gerekli incelemeyi yaptırır ve ona göre hareket ederiz. Bu haberden sonra Erol'la görüşüp sormadım.’’

Meri Malki, kocasından kalan mirası eksiksiz beyan ettiklerini ve 65 milyar liralık bir veraset vergisini ödemeye devam ettiklerini de belirtti.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!