Bizim milletimiz eli sopalı birini istiyor

Güncelleme Tarihi:

Bizim milletimiz eli sopalı birini istiyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 1999 00:00

Haberin Devamı

Düşünceleri ve çalışma tarzıyla olay yaratan Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu Hürriyet’e konuştu

Erzincanlı yaşmaklı kadın Ekşisu yamaçlarında kuş gibi süzülen paraşüte bakarak ‘‘Bu adamın kanı kaynıyor’’ dedi. O uçan adam, Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu'ydu. Özel müşaviri Nafiz Özmen'le karlı dağlarla, buzlu sular arasında mekik dokuyor.

İmeceyle yarattığı ünlü

Başpınar Köprüsü'nün öyküsünü Ayşe Kulin roman olarak yazıyor. 1948 Sürmene doğumlu bu Karadeniz uşağı 2 Haziran günü 52 yaşına basacak Özel yaşamını ilk kez Hürriyet'e açan Yazıcıoğlu'yla iki gece sabahlara kadar konuştuk.

Çalışma biçimiyle, enerjisiyle, hareketli yaşamıyla ve konuşmalarıyla hep sıradışı olan Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu'yla yeni gözdesi kepek ekmeğiyle ızgara tavuk yedik, buz gibi maden suyuyla kafaları çektik. Sanmayın ki paraşütü, su kayağını hele ki raftingi unuttuk. Kulak verin bu korkusuz valinin sesine, belki sizin söyleyemediklerinizi dile getirmiştir. Sizi bilmem ama, ben öncelikle Yazıcıoğlu'nun bir memur olarak hangi cesaretle böyle konuşmalar yaptığını, nasıl olup da kulağının çekilmediğini merak ediyorum.

68 KUŞAĞI VALİ

- Yener bey, ben kurulu düzene, kurulu sisteme, klasik anlayışlara, söylemlere isyan eden bir insanım. Kendim de rahat durmuyorum, dilim de. Bir gün Rize Valisi arkadaşım, ‘‘Yahu sen konuşmasan, memlekette vali var mı, yok mu kimse bilmeyecek’’ dedi. Ben de ona ‘‘Sen de konuş’’ dedim. Bana dedi ki ‘‘Biz binde birini söylesek dilimizi keserler’’. Ben de ‘‘Siz böyle alıştırdınız, böyle gidiyorsunuz’’ dedim. Artık bana alıştılar, konuşmadığım zaman ‘‘Bu adam öldü mü?’’ diye Bakan bile soruyor. Ben kaymakamken de pek rahat durmazdım. Alaca Kaymakamı'yken Kurucu Meclis'e bir mektup yazarak ilçelere tüzel kişilik verilmesini, ilçe meclisleri kurulmasını teklif ettim. Çok beğenilip önerge de verildi ama, ne ilginçtir bizim idare kökenli üyelerin aleyhte konuşmalarıyla reddedildi. Şimdi 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda da yer aldı. Ben 68 kuşağıyım, öğrenciyken de rahat durmuyordum ki. Ankara Hukuk'ta okurken de paneller, konuşmalar yapardım.

VURMADAN GİRİN

Kimilerine göre Recep bey mesleğini biraz zorluyor. Hatta işin içinde biraz da şov var.

- Ben elli yıl öncesinin Mercedes'e binen, havalı cıvalı, elli yıl öncesinin ceberrut anlaşıyışının hikmeti kendinden menkul, erişilmez büyük adam havalarında yöneticisi hiç olmadım. Kaymakamken kapıma ‘‘Vurmadan giriniz’’ diye yazmıştım. Burada da beni görmek isteyen vatandaş odama destursuz girer. Bizde zorluk kıymeti, kolaylık ucuzluğu getirir, ama ben halkın içindeyim daima. Hiçbir zaman kompleksli biri olmadım. Bu görevler gelip geçicidir, insanlara tepeden bakmanın bir anlamı yok. Önümde, arkamda eskortlarla gezmek bana hava cıva işler gelir. Erzincan'ın 566 köyünün tamamını korumasız ve kollamasız gezdim. Bunları şov için yapmıyorum, o zaman suni olur, kimse de kabul etmez. Batıda makam arabası yok, bizde 200 bin adet var. İlçe müdürlerinin bile makam arabası var. Batı'da başbakan bisikletine binip işine gidiyor. Oligarşik, seçkinci bir yönetim anlayışından henüz kurtulmuş değiliz.

Yazıcıoğlu bir müftü çocuğu...

- Müftü deyince bizde insanların aklına değişik bir tip gelir. Babam grantuvalet gezer, ütüsü bozulur diye oturmazdı. Kıyafetiyle, konuşmasıyla çok modern, çağdaş bir insandı, müftü demeye bin şahit isterdi. O da isyankardı, ona çekmişim galiba. Eğilmezdi hiç, doğru bildiği şeyi kıvırtmadan söylerdi. Ben de kıvırtmayı bilmem, kıvırtmam. Türkiye'de dansöz vaziyetleri biraz fazla. O tip insanları karşımda gördükçe midem bulanıyor. Yağcılık, balcılık, çanakçılık, çömlekçilik bizim yaşam biçimimiz. Bizde adam gibi adam pek kalmadı.

MEZAR TAŞI YAZISI

Recep Bey'e bir sor, bin ah işit. Nedir istediği bu Sürmeneli isyankárın? Önce limonlu soğuk suyundan iki yudum çeksin bakalım.

- Halkımız sistemi hiç tartışmıyor. Yüksek sesle haykırmak, anarşi kabul ediliyor. Sevgili milletimiz eli sopalı biri gelsin de bizi hizaya, istikamete soksun diyor. Ben öldüğüm zaman mezar taşıma ‘‘Hür, demokrat, adam gibi bir ülkede yaşayamadan, doymadan gittim’’ diye yazacağım. Bize yabancı olmayan değerleri, toplum olarak niye paylaşamıyoruz? Batıda devlet kendi konumu savunur, toplum da onu sınırlandırır. Türkiye bir yerden başlamıyor, hep kendini tekrar ediyor. Türkiye'de iki sivil anayasa oldu; birisi padişahlık döneminde, öteki cumhuriyetin ilk Kurucu Meclis'inde. Bu ne haldir? Bizde sistemin dibe vurmasına izin verilmiyor. Bırak kardeşim vursun da, yeniden doğuş başlasın. Türkiye'deki her siyasi krizde bir müdahale oluyor. Her müdahale çok başlılığı, çok parçalığı getirdiği halde biz bundan ders almadık, 10 yılda bir tekrar ettik.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!