Yalçın Bayer: Şişli'de bir Ermeni...

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Şişli Belediyesi'nin nasıl 'soyulduğu' yerel yönetimde bir örnek sayılabilir. Gülay Aslıtürk'ün yaptıkları ortada, hakkında üç tutuklama kararı bulunuyor.

Şişli Belediyesi ile ilgili olarak yargıda açılan birçok dava var. Aslıtürk'ü, ŞİPA AŞ adına şikáyet eden avukat Engin Çelik Kadıgil, asli failleri bulmak için geçmişte pek çaba harcanmadığını söylüyor. Ne hayali şirket sahipleri bulundu, ne de sahte imzalarla para çeken kişi... Bu konuda polise görev de verilmedi. Özellikle Piyalepaşa'da satılan arsa ile ilgili olarak gerçek failler de ortada yok.

Yargıyı etkilemek isteyenlerin olduğu biliniyor.

Şişli'nin sanıklarını hatırlatalım:

Gülay Aslıtürk, kaçarak 'kurtuldu' ama INTERPOL peşinde. Teknik Başkan Yardımcısı İbrahim Koşar firarda... Ayazağa Şube Müdürü Oğuz Öngen firarda... (Eşi) Hesap İşleri Müdürü Nalan Öngen firarda... Sadece Aslıtürk'ün en yakın başkan yardımcısı Altan Demirel cezaevinde.

Belediyenin çeşitli işlemlerinde encümen üyesi olarak doğal imzası bulunan yedi memur ise az kalsın yanıyordu. Neyse ki, gerçeği kavrayan hákimler sayesinde 'oyun' bozulmuş oldu.

GÜLAY'IN BORÇLARI KATLANDI

Gülay Aslıtürk kaçarken belediyeyi yaklaşık 6 trilyon borçla bıraktı. Yerine getirilen Cüneyt Akgün de, 1.5 yıl içinde borçları katladı. Giderayak ŞİPA adına bankalardan kredi aldı, bunları belediyeye borç olarak verdi. Belediyeden bir memur ‘‘Onun da Aslıtürk'ten farkı yoktu’’ diyor.

Mustafa Sarıgül dün belediye meclis üyeleri ve basının önüne çıkarak, ‘‘Nasıl bir Şişli devraldığını’’ açık yüreklilikle açıkladı. Durum gerçekten vahimdi. ‘‘ANAP yönetiminin bıraktığı borç 14 mü, 16 trilyon mu olur bilemiyorum, her gün bir alacaklı geliyor’’ diyor. Belediyenin gayrimenkullerinin % 90'ının ipotekli olması, MAYA binasının bazı katlarının ANAP yandaşlarına 'verilmesi' kendisini çok şaşırtmış. Zaman içinde hepsini çıkartacağını belirtiyor. Sarıgül'ün, kiralayan için büyük gelir kaynağı olan 'parkometreleri' kaldırması büyük bir olay olmuş. Acaba bunların kaldırılmaması için kimler kendisine telefon etmiştir?

Sarıgül, şaibeli uygulamalardan kendisini arındırmak için çok akıllı bir uygulama yapmış... Her görevi yetkilisine vermiş... Sadettin Tantan'ın Fatih Belediyesi'nde birlikte çalıştığı, Şişli Belediyesi eski Gelirler Müdürü Gufran Kurtböke'yi, Mali İşler Başkan Yardımcılığı'na getirmiş. Kurtböke, ‘‘Belediyenin bir envanteri yok, gelir giderini hálá tespit edemedik’’ diye konuşuyor. Ermeni uyruklu Feriköy Surp Vartanans Kilisesi Vakfı 2. Başkanı, aslen Şırnaklı olan Yük. Mimar Vasken Cemil Barın'ı da, sözleşmeli olarak temizlik ve halkla ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı yapmış. Barın'ın atanması başta Fransa'daki Ermeniler arasında olumlu yankılar yapmı;, çok sayıda kutlama mesajları almış Sarıgül...

YENİ YOLSUZLUK BOMBALARI

Hiçbir belediye meclis üyesini başkan yardımcısı yapmayacağını söylüyor Sarıgül... Belediyedeki yolsuzlukların ortaya çıkarılması için Mülkiye Müfettişi istemiş, gelir-gider tablosunun incelenmesini de uluslararası bir denetim firmasına vereceğini anlatıyor.

Çok iddialı sözler söyledi:

‘‘Şişli'deki bombaları önümüzdeki günlerde açıklayacağım.’’

Şişli'ye 'dürüst ve tutumlu' bir yönetim vaat ediyor.

Biz de Gülay Aslıtürk gibi Sarıgül'ü izlemeye başlıyoruz.

‘Bir göreyim’

ANKARA'dan İzler Mali Müşavirlik'in sahibi Ahmet Benol İz anlatıyor: ‘‘Diyarbakır'da beş yıldır yayın yapan Kanal 21'in sahipleri Hikmet Baran ile Remzi Durmaz'ın talepleri üzerine kanalla ilgili yeni cihaz ve kamera alınmak üzere Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı'na 171 milyar liralık yatırım teşviki almak üzere başvurdum.

Müsteşarlıktaki bir daire başkanı bana, ‘Adamları bir göreyim' dedi.

Ne için görmek istediğini anlayamadım.

Bu kanal yayında, lisansları var, logoları biliniyor.

Bu kişiler Diyarbakırlı işadamları, Toyotasa'nın, Honda'nın bayileri. Baran aynı zamanda GÜNSİAD'ın yönetim kurulunda görev yapmış kişi. Durmaz, devletle iş yapan bir müteahhit...

İlgili daire amirleri, bu kişileri 'bir göreyim' derken, acaba vücut ölçülerini ve ayakkabı numarasını mı görmek istiyor.

Böyle bir soru sormaya hakları yok bu görevlilerin.’’

Neden korkuluyor. Eğer bir şeyden şüpheleniliyor ise RTÜK’ler, DGM'ler yok mu?



Yazarın Tüm Yazıları