Muharrem Sarıkaya: Milliyetçi kuşatmasındaki merkez sağ

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

Seçim vurgunu yiyen iki merkez sağ parti, bir haftadır bu noktaya nasıl geldiğini tartışıyor.

Üzerinde en fazla durdukları soru ise kendi oy kayıplarının nedenlerinden çok, MHP'nin oy patlamasını nasıl gerçekleştirdiği...

Aslında sorunun yanıtı, hem ANAP, hem de DYP'nin son kongrelerinden çıkan yönetim listelerine bakıldığında kendiliğinden ortaya çıkıyor.

* * *

Her iki partinin de Merkez Karar Yönetim (MKYK) veya Genel İdare (GİK) olarak adlandırılan en üst kurullarındaki isimlerin geçmişleri incelendiğinde bugünkü sonucu görmek mümkün oluyor.

Her iki parti de 1995 seçimleri öncesi yaptığı hatayı, bu seçim döneminde de tekrar ediyor.

1995 seçimleri öncesi her iki parti, ‘‘bu dönem bu gidiyor’’ düşüncesiyle vitrinini muhafazakárlaştırıyor. RP oy patlaması yapıyor.

Bu seçim dönemi öncesi milliyetçi akımın etkisiyle düzenlediği vitrin de MHP'ye yarıyor.

Örneğin DYP: Adalet Partisi kökenli isimler, bizzat Tansu Çiller tarafından yönetime getirilmemek için biçiliyor.

Çiller, bu kişilerin uzaklaştırılması için elinden geleni yapıyor.

İl başkanlığı düzeyinde bile AP kökenli olanlar biçiliyor, hatta ihraç ediliyor.

Partinin en üst organı Genel İdare Kurulu da geleneksel çizgisinden uzaklaşıp, merkez sağ kimliğini yansıtmayan yapıda oluşuyor.

GİK'in içinden seçilen Başkanlık Divanı'na da tablo aynen yansıyor.

İsmail Karakuyu'dan Cihan Paçacı'ya, Meral Akşener'e kadar geçmişte MHP'ye yakınlık duymuş veya bir şekilde ilişkilenmiş kişiler ön plana çıkıyor.

* * *

Bundan daha önemlisi, yönetim bir kenara bırakılıyor, MHP kökenli küçük bir danışman grubu ile parti yönetiliyor.

Geçmişte MHP'ye yakın olmuş Doç. Dr. Mümtazer Türköne, Hüseyin Kocabıyık ve Şükrü Karaca'nın ortaya koyduğu strateji ve söylem, Çiller tarafından parti politikası olarak kabul ediliyor ve aynen uygulamaya konuluyor.

ANAP'ta durum farklı olmuyor.

1983'te parti yönetimindeki dört eğilimin dengesi, ‘‘milliyetçi’’ kanat lehine bozuluyor.

Parti her ne kadar liberal eğilim sergilese de, yönetimdeki görüntü aynı çağrışımı vermiyor.

Agah Oktay Güner'den Ali Doğan'a, Yaşar Okuyan'dan, İbrahim Yaşar Dedelek'e kadar geçmişte MHP'nin yönetiminde yer almış veya ideolojisinin savunuculuğunu yapmış kişiler ANAP vitrinine çıkıyor.

Bu görüntü, her iki partinin milletvekili listelerine de doğrudan yansıyor.

Her iki partinin aday listelerinin ön sıraları, parti vitriniyle uyumlu kişilere tahsis ediliyor.

Sonuçta, seçmen de partisi tarafından vitrine çıkarılan suret yerine aslına gidiyor.

İçten teslim alınan merkez sağ dıştan da kuşatılıyor.

MHP'li bir yöneticinin deyimiyle, uzun yıllardır başka partilerin içinde büyüyen milliyetçi hareket bugün aslına dönüp iktidara geliyor.



Yazarın Tüm Yazıları