Gise kadinlari

Güncelleme Tarihi:

Gise kadinlari
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 1998 00:00

Haberin Devamı

Bize yillardir baska bir dunyanin biletini satanlari ne kadar taniyoruz

DEGISIMI ONLARA SORUN

Insanlara baska bir dunyanin biletini satarlar ama yuzlerine yalnizca birkac saniye, o da belki, bakarlar. Sabah 11.30 seansi icin minicik, gunes gormeyen, havasiz mekanlarina yerlesir, gece seansina kadar surecek mesailerini acmadan sandalyelerinin tozunu son bir kez alirlar. Islerini yaparken ifadesizlesen yuzleri, binlerce insanin zihninin bir kosesine, ‘‘Bir yerlerden asina’’ olarak hapsedilmistir. Adlari bilinmez, kurduklari cumle sayisi yirmiyi gecmez. Oysa sinemanin ve gercek dunyanin yasadigi inanilmaz degisimleri, onlarin penceresinden, ta bastan beri gozleyebilmek pekala mumkundur.

ESKININ ITIBARLI MESLEGI

Henuz Turkiye'de televizyonun esamesinin okunmadigi, radyo sovlarinin heyecanla beklendigi gunlerde, bircok insanin imrendigi, gipta ederek baktigi o ise ilk onlar talip olmus. Sylvie Vartan, Johny Holliday, Zeki Muren, Hulya Kocyigit ve Turkan Soray gibi unluleri bu is sayesinde yakindan gormus, donemin yildizlariyla tanisma firsati bulmuslar. Istanbul'un Istanbul, kasiyerligin itibarli meslek sayildigi yillarda adim atmislar sinemaya. Ve o gun bugundur bir turlu geri adim atip, cikamiyorlar.

BUGUNUN SEYIRCISI STRESLI

Bu meslegi yapanlari ozel kilan, sayilarinin Turkiye'deki sinema adediyle sinirli kalmasi... Birbirlerini taniyor, bos zamanlarinda biraraya gelip calistiklari sinemalari cekistiriyor ve konusurken mesleki jargonlarini da kullaniyorlar. Artik onlari tanisak; isimleriyle hitap etsek. Iste Istanbul Alkazar'in kasiyeri Sadiye Bilgili. ‘‘Bugunun seyircisi yorgun ve stresli. Onlarin stresini ister istemez uzerimizde hissediyoruz’’ diyor.

30 YILDIR BURADAYIM

Sema Cibelik Istanbul Fitas Sinemalari'nin demirbasi. Tam 30 yildir orada kasiyerlik yapiyor: ‘‘Hersey degisti, ben yerimde kaldim’’ diyor. Uzun kuyruklar gormeye bayiliyor. Zamanla yarisip kuyrugu sifira indirmek onun icin eglenceli bir oyun. Ama bazen de yukarida goruldugu gibi, insanlari geri cevirmek zorunda kaliyor. ‘‘Patronumuz cok iyidir, insancildir. En ufak sikintimizi ona anlatabiliyoruz. Belki de bu yuzden emekli olamiyorum bir turlu...’’

BILGISAYARDAN URKTUM

Cogu omrunun yarisini gise arkasinda gecirmis, lise mezunu, dul veya evlenmemis. Artik yaslari 50'ye dayanan hos kadinlar. Zaman onlar icin en degerli kavram. Simdi saatler ‘‘seanslara’’, sinema izleyicileri ‘‘musterilere’’ donusuyor. Yeni trendleri gise arkasindan izliyorlar. Gulseren Oztuna 35 yillik kasiyer. Beyoglu'nun en eski sinemasi olan Emek'te calisiyor simdi. Sekiz yil Fitas'ta calistiktan sonra birgun onune bilgisayar koymuslar. O da urkmus ve Emek'e gecmis.

Biz hep buradayiz, bekleriz

Istanbul'un sinemalarinda gezindik; ama bu kez salonlardan iceriye girmedik. Gunes gormeyen kucuk mekanlarinda, o muhtesem dunyanin biletlerini satan, hem de bu isi uzun yillardir yapan sinema emektarlariyla sinirladik gezimizi. Ama bu sinirli gezi, bambaska kapilara aciliyordu; sinemanin ve gercek dunyanin degisimi oralardan tum ciplakligiyla goruluyordu. Olayin birinci dereceden taniklari anlatiyordu cunku.

Aksi bir kasiyer!

Cogu lise mezunu, dul veya evlenmemis, omurlerinin yarisini gise arkasinda gecirmis, yaslari 50'ye dayanan hos kadinlar. Birbirlerini taniyor, bos zamanlarinda biraraya gelip calistiklari sinemalari cekistiriyor, dedikodu yapiyor ve konusurken mesleki jargonu lafin bir kosesine sikistirmayi asla unutmuyorlar.

Kasiyer olmak icin mutlaka sinema sevmek gerekmiyor. Ama cogu yakindan ilgili sinema dunyasi ve filmlerle... Bir kasiyer ayda ortalama 50 milyon lira kazaniyor. Bunun icinde yemek ve yol masrafi yer almiyor. Onun yerine uc ayda bir ikramiye, bayram ve yilbaslarinda fazla mesai ucreti aliyorlar. Kimi sinema, kasiyerlerini sigortalamaya ozen gosterirken, kimisi ise bunun icin ozel bir caba sarfetmiyor.

‘‘Film beni hayata bagliyor. Su anda saglik durumumu duzelten tek sey sinema’’ diyor Alkazar Sinemasi'nin 18 yillik kasiyeri Sadiye Bilgili. ‘‘Mesela bugun calisiyorum, yarin izinliyim. Yarin mutlaka film seyrederim.’’

Gectigimiz yil en begendigi film ‘‘Otomatik Portakal’’ olmus. Etkisinden hala kurtulamadigini anlatiyor. Sadiye Hanim, mutsuz oldugu gunler musteriyle konusmamayi tercih ediyor. ‘‘Biletini alsin, fazla soru sormasin ve gitsin isterim. Aksi bir kasiyerim’’ diyor.

Sadiye Hanim'a gore eski sinema seyircisi daha guleryuzlu ve sakinmis. ‘‘Bugunun sinema seyircisi daha yorgun ve daha stresli. Onlarin stresini ister istemez uzerimizde hissediyoruz.’’

Nerde o eski seyirci

Zeynep Sus, 1965 yilinda, yani daha 17 yasindayken, Emek Sinemasi'nda ailesinin onayiyla baslamis kasiyerlige. As, Site, Fitas derken kasiyerlikte 30. yilini dolduruyor simdi. Bileti oyle hizli kesiyor ki, bu el cabukluguyla, Guinesse Rekorlar Kitabi'na gecebilir belki...

‘‘Nerede o eski sinema seyircisi’’ diyor. Nazik beyefendiler, bakimli kadinlar... ‘‘Herkes ozenerek, sik giyinerek gelirdi sinemaya. Musterilerimizin cogu bizi tanir, kimisi bize cicek getirirdi.’’ Kravatsiz sinema izleyicisi gormenin mumkun olmadigi o donemde Bati Yakasi'nin Hikayesi'ni 52 hafta oynatarak gise rekoru kirdiklarini hatirliyor. ‘‘Bugun beyaz salvarli Arap musteriler geliyor giseye. ‘Sex film var?' diye soruyorlar. Telefon sapiklarimiz oyle cok ki artik kaniksadik.’’

Zeynep Hanim birkac kere bomba ihbari almis, telefonda tacize ugramis. Oyle zamanlarda ya telefonu yuzlerine kapatiyor ya cevabini veriyor, cok olurlarsa erkek arkadaslari cagiriyor. Zeynep Sus’un bu yilki favori filmi Eskiya. Onun film seyretmek icin en ideal buldugu yer ‘‘Fitas 1. Salon'da 17. Sira’’ ya da ‘‘5. Salonda 9 veya 10. Sira.’’

Sema Cibelik Zeynep Hanim'in yillardir arkadasi. Fitas'in demirbasi. ‘‘Hersey degisti, ben yerimde kaldim. 30 yildir Fitas'tayim’’ diyor. Uzun kuyruklar gormeye bayiliyor. Zamanla yarisip kuyrugu sifira indirmek onun icin eglenceli bir oyun. ‘‘Patronumuz cok iyidir, insancildir. En ufak sikintimizi ona anlatabiliyoruz. Belki de bu yuzden emekli olamiyorum bir turlu...’’

Balik var mi, balik?

Nigar Eren, Atlas sinemasi'nda 13. yilini dolduruyor. 26 yasinda basladi kasiyerlige. ‘‘Esimden bosanmis, Osmanbey'de bir magazada modelistlik yapmaya baslamistim. En yakin arkadasim bir sinemada kasiyerdi. Esi de makinistlik yapiyordu. Ne zaman biraraya gelsek sinemanin cazibesini anlatirlardi bana. Onlarin sayesinde ben de bir gun kendimi gise arkasinda bilet satarken buldum.’’

Sisli Kent, Kiziltoprak Kent ve Pangalti Inci sinemalarinda toplam bes yil calistiktan sonra Atlas'a gelmis Nigar Hanim. ‘‘Coktan emekli oldum ama bir turlu bu isi birakamiyorum. Bazen sinirlerim tepeme cikiyor, sabrim tukeniyor ama yine de birakamiyorum. Yeni nesil cok mantiksiz, aralarinda cok kustah olanlar da var. Onlara laf anlatmak zor oluyor.’’

Ancak musterilerinden gordugu kucuk bir tebessum, esprili bir davranis Nigar Hanim'i giseye bagliyor. ‘‘Wanda Adinda Bir Balik'i kapali gise oynuyorduk. Sinema doluydu. Tam giseyi kapatirken nefes nefese ortayasli iki bayan geldi. ‘Balik var mi, balik var mi' diye heyecanli heyecanli soruyorlardi. Ben de 'balik bitti tavuk alir misiniz?' diye bir espri patlattim.’’ Oyle insanlarin geldigini soyluyor ki Nigar Hanim, gercekten davranislarina sasmamak mumkun degil. ‘‘Once bilet kac para diye soruyor. Sonra vapurun kacta kalktigini soruyor. Yani soylemek istedigi sinemaya girersem, cikista vapuru kacirir miyim? Her dilden anlamaya basladik artik.’’

Artik seyretmiyor

Zaman onlar icin en degerli kavram. Onlarin agzindan saatler seanslara, sinema izleyicileri musterilere donusuyor. Yeni trendleri gise arkasindan izliyor, modayi o saydam camin arkasindan takip ediyor, insanlari o ifadesiz yuzleriyle suzuyorlar. Henuz televizyonun icat edilmedigi, radyo sovlarinin heyecanla beklendigi gunlerde, bircok insanin imrendigi, gipta ederek baktigi o ise ilk onlar talip olmus. Donemin unlu yildizlariyla bu sayede tanisma firsati bulmuslar. Istanbul'un Istanbul, kasiyerligin itibarli meslek sayildigi yillarda adim atmislar sinemaya. Ve o gun bugundur bir turlu geri adim atip, cikamiyorlar.

Gulseren Oztuna Beyoglu'nun en eski sinemasi olan Emek'te calisiyor. 35 yillik kasiyer. ‘‘23 yasinda Tan sinemasinda basladim bu meslege. Lale sinemasindan emekli oldum, sonra Fitas'a girdim.’’ Sekiz yil Fitas'ta calistiktan sonra bir gun onune bilgisayar koymuslar. O da urkmus ve ‘‘bilgisayari ogrenemem’’ korkusuyla Emek'e gecmis. Her yerde kendisini tanidiklarini soyluyor. ‘‘Bir arkadasimla Bodrum'a gitmistim. Birileri gelip sizi Fitas'tan taniyoruz, diye elimi siktilar.’’

Iki yildan beri film seyretmiyor Gulseren Hanim. En son seyrettigi ve etkilendigi film ‘‘Schindler'in Listesi’’ olmus. Vakit buldukca giseci arkadaslariyla bulusuyor. ‘‘Eskiden 10 Kasim'da sinemalar tatil olurdu. Butun kasiyerler bir evde toplanirdik. Simdi bulusmalarimiz seyreklesti.’’

Giselerin degisen yuzu

Eski, emektar sinemalarin yerini, buyuk alisveris merkezlerinin, klimali, rahat koltuklu, dolby digital ses duzenli, 1, 2, 3, 4, 5 vs. numarali sinema salonlari almaya basladigindan beri, giseler de degisim yasamaya basladi. Artik ‘‘tarihi’’ denebilecek sinemalar, ‘‘konfor’’ acisindan yeni rakiplerini yakalama cabasina giristi elbette ve film teknikleri gibi, salonlar da gelisti, cesitlendi ve en sevindiricisi cogaldi. Belki en degismeyenler giselerde calisanlar oldu. Ama bu degisimi uzaktan da olsa izlemedikleri soylenemez. Akmerkez, Caroussel, Capitol gibi alisveris merkezlerinin sinemalarinda, artik onlardan cok farkli insanlar calisiyor. Oralari genc kasiyerler fethetmis. Bircogu universite ogrencisi. Bir degisim de su: Sadece kadinlar bilet kesmiyor artik, erkekleri de gormek mumkun giselerde. Bu manzaraya alismamiz gerekecek. Gise kadinlari belki de 2000'de nostalji olacak...

Taner Yalcinkaya ve Kerem Gurgensuyu AFM sinemalarinin kasiyerleri. Haftanin sadece dort gunu calisildigi ve kendilerine bos vakit kaldigi icin bu isi secmisler. ‘‘Bence kasiyerlik erkeklere gore bir is. Sinirli musterileri sakinlestirmek, caydirici olabilmek ancak erkeklerin basarabilecegi bir sey’’ diye dusunuyorlar. Iki arkadas vizyondaki tum filmleri seyrediyor, arkadaslarina film seyretme konusunda danismanlik yapiyorlar. ‘‘Haftada en az iki filme gidiyoruz. Film kacirmiyoruz diyebiliriz.’’

Kerem Gurgensuyu Acikogretim Fakultesi Calisma Ekonomisi Bolumu'nde okuyor ve bu isi yapmak icin cok kuvvetli sinirlere sahip olmak gerektigini anlatiyor. ‘‘Hosgoru kapasiteniz yuksek degilse kasiyer olmayin. Nisantasi'nda yasayan insanlarin gelir duzeyi digerlerine oranla biraz daha yuksek oldugu icin, nedense kendilerinde kapris yapma hakkini buluyorlar. Bazilariyla ugrasmak gercekten cok guc. Kucuk bir hata yaptigimizda hemen sucluyorlar bizi. Sanki isteyerek yapmisiz gibi...’’

Kerem'le Taner'in seyretmemizi onerdigi filmlerin basinda Los Angeles Sirlari, Seytanin Avukati ve Oyun geliyor.

Dort gun calisiyor, uc gun film seyrediyor

Gulsah Arici, henuz 22 yasinda. sinema tutkunu. Yaklasik 1,5 yildir Beyoglu Sinepop Sinemasi'nda calisiyor. Haftanin dort gunu calisiyor, uc gunu film seyrediyor. Sinemanin kasasi. Gece yataga girmeden, sinemanin o gunku hasilatini kafasindan sip diye hesapladigini, kac kisinin filmi izlemis oldugunu tahmin ettigini ve bu takintilardan bir turlu vazgecemedigini soyluyor. ‘‘Kaliteli, taninmis aktorlerin rol aldigi filmlerde Sabah 10.00'da baslar kuyruklar. Kapiya kadar uzanan kuyrugu 10 dakikada iceriye alabilme gucune sahip olmalisiniz. Insanlarimizin herseyi son ana birakma huyu maalesef kasiyerlerde gerginlik yaratiyor.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!