Serseri yanım bana kalsın

Güncelleme Tarihi:

Serseri yanım bana kalsın
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 09, 1998 00:00

Haberin Devamı

Biz daha ölmedik!

Sezen Aksu ve Ahmet Utlu, Erol Evginler'de kahvaltı ediyorlarmış. Erol Bey bir ara ağaçlara bakıp iç geçirerek, ‘‘ey kuru dallara can veren Allah'ım bizi de bir gün görürsün elbet’’ demiş. Şakacıktan tabii. Ama duyduğu her şeyi, potansiyel şarkı sözü kabul eden -ki buna mesleki deformasyon denir- Sezen Aksu, hemen bir söz yazıvermiş. Erol Evgin'in geçen yıl çıkan ‘‘Sen Unutulacak Kadın mısın’’ kasetinde yer alan ‘‘Biz Daha Ölmedik’’ şarkısının hikayesi böyle. Sanatçı, ‘‘henüz ölmediğini’’ bu kadar direkt söylemekten yana değil. Ama işin peşini bırakmayacağı da belli: ‘‘Batıda sanatçılar olgunluk dönemlerini çok görkemli yaşarlar. Bizde ise hep bir köşeye çekilip küsüp soyutlanıyorlar. Böyle olmamalı. Sanatçı olgunluk döneminde çok daha verimli olabilir, yeter ki, o coşkuyu, heyecanı içinde duysun.’’

Erol Evgin'in anne babası biraz inatçıydı. Çift, kızı bulabilmek için beş çocuk yaptı. Gelin görün ki, embiryolar onlardan da inatçı çıktı, beşi de erkek oldu. Erol Evgin bu kardeşlerin dördüncüsü olarak 1947 yılında Moda'da doğdu. Annesi, temiz yüzüne, yumuşak ifadesine dayanamayıp oğlunun saçlarını uzatmaya, ona etek, elbise giydirmeye başladı. Ta ki, bir doktor ahbapları gelip, ‘‘aman efendim çok yanlış yapıyorsunuz. Çocuğun istikbali ile oynuyorsunuz’’ diyene kadar. Erol Evgin, ‘‘münasebetsiz’’ dediği etekli çocukluk fotoğraflarına bakıp gülüyor: ‘‘Allahtan doktor uyarmış da, ‘assolist' olmaktan kurtulmuşum!’’

OKUL ARKADAŞI MESUT YILMAZ

Çocukluk yıllarından damağında sıcaklık tadı kalmış. Annesini müthiş şevkatli, ithalat ihracatla uğraşan babasını tatlı sert olarak hatırlıyor: ‘‘Otoriteyi sertlik olarak algılarız. Oysa bana göre otorite kararlılıktır, kesinliktir. Çocuklar, daha doğrusu insanlar kararlı tavırlara ihtiyaç duyarlar.’’ Erol Evgin ortaokul ve liseyi İstanbul Erkek Lisesi’nde yatılı olarak okur: ‘‘İlk hafta evi çok özledim, ağladım. Ama sonra çok eğlenceli geldi yatılı okul. Hala görüşüyoruz sınıf arkadaşlarımla. Türkiye'de ilk sınıf vakfını biz kurduk; okulun renkleri ve mezuniyet yılımızdan esinlenip Sarı-Siyah 65 adını verdik. Okul yaptırmayı düşünüyoruz.’’ Erol Evgin okul arkadaşları arasındaki Yılmaz kardeşleri de hatırlıyor. Turgut Yılmaz'ın derslerle daha ilgili olduğunu söylüyor.

Okula ve derslere pek asılmayan Evgin'in lise yılları amatör gruplarda şarkı söyleyerek geçer. Ama babası, tek isteği şarkıcı olmak olan oğlunun, mutlaka ama mutlaka bir üniversite bitirmesini ister. O da isyan bayrağını çekmek yerine mimarlık fakültesine girer. Kendi gibi mimar olan eşi Emel Hanım'la da burada tanışır.

1976 yılı İşte Öyle Birşey ve Sevdan Olmasa şarkılarıyla Erol Evgin'in yılı olur. Ölümüne kadar yedi yıl birlikte çalıştığı Çiğdem Talu ve Melih Kibar hayatına o dönemde girer: ‘‘Eşim Çiğdem Talu'nun ağabeyi Erdem Talu'nun mimarlık ofisinde çalışıyordu. Erdem Bey, kardeşinin söz yazdığından, Emel de benim şarkıcılığımdan söz etmiş. Bir araya getirelim demişler. Sonra Melih de aramıza katıldı.’’ Cici çocuk imajı Erol Evgin'in yakasını hiç bırakmaz. Tipinden kaynaklanan bu yaftadan çok da şikayetçi değil: ‘‘Aslında efendilikten çok ayrıldığımı söyleyemem, ama bir serseri tarafım da var tabii. İnsanlar bu yanımı görmeseler de olur, hatta daha iyi olur. O yanım bana kalsın.’’

Müzikkaller, altın plaklar, gazino çalışmaları, bir ara Türk Sanat Müziği... Erol Evgin hızlı başladığı müzik hayatından 1986 yılında, mimarlık bürosunu açınca uzaklaşır. Kendisi de dahil herkes iyi iş yapacağını düşünürken, ilk yıllar biraz hayalkırıklığı ile geçer. Bir düşünün; hastalansanız, gidip Cüneyt Arkın'a muayene olur musunuz? Elbette hayır. Kendisi ‘‘dünyayı kurtarmış olabilir, ama yine de sizi kurtacağı şüphelidir. İşte Erol Evgin'in mimarlığının ilk yılları, Cüneyt Arkın'ın doktorluğuna benzer. 35 yaşından sonra insanların karşısında mesleki bir sınav vermek zorunda kalır. Kendini kabul ettirmesi zor olur. Şimdi işler iyi gidiyor.

KONULU KONSER

Erol Evgin şimdi 51 yaşında. Arayı biraz soğutmuş da olsa, artık olgunluk dönemine girdiğini ve bundan sonra daha görkemli bir sanat hayatı sürmek istediğini söylüyor. İlkini geçen sene yaptığı gibi, dört albüm çalışması daha yapacak. 12 Ağustos'ta Rumelihisarı'nda vereceği ‘‘konulu’’ konserle ilgili heyecanlı: ‘‘Orada konserler bir başka. Tarihi mekandan mı, boğazın atmosferinden mi... Ben ne zaman oraya çıksam daha iyi olurum. Bu yılki konserimin bir adı var: Sen Unutulacak Kadın mısın. Şarkı aralarında, yaşamımızdaki unutulmayan kadınları kendi yazdığım metinlerle anlatacağım. Yalnızca aşklarımız, annelerimiz değil, Halide Edip, Eva Peron, Leydi Diana da var unutamadığımız kadınlar arasında.’’

Çocuklarının ikisi de baba mesleğini seçmiş. 22 yaşındaki kızı Elvan Evgin, mimarlık öğreniminden sonra Amerika'da iç mimarlık master'ı yapmaya hazırlanıyor. 20 yaşındaki Murat İletişim Fakültesi'nde okuyor ve rock tarzında bir albüm çıkarmaya hazırlanıyor.

‘‘Batıda sanatçılar olgunluk dönemlerini çok görkemli yaşarlar. Bizde ise hep bir köşeye çekilip küsüp soyutlanıyorlar. Oysa sanatçı olgunluk döneminde çok daha verimli olabilir. Yeter ki, o coşkuyu, heyecanı içinde duysun.’’

Erol Evgin beş erkek kardeşin dördüncüsü. Küçük kardeşi Cengiz Evgin borsacı. Ağabeylerinin biri makine, diğeri inşaat yüksek mühendisi. Bir ağabeyi de sanayici.

Sevgi dolu ve dengeli bir aile ortamında büyüdüğü için, kendiyle barışık bir insan olduğunu söylüyor. Şarkı söylemeye olan ilgisi ilk çocukluk yıllarına dayanıyor.

Evgin, Egemen Bostancı'nın yapımcılığını üstlendiği Hisseli Harikalar Kumpanyası müzikalinde seslendirdiği parçalarla Altın Plak ödülünü aldı. Soldan sağa; Çiğdem Talu, Erol Evgin, Egemen Bostancı, Melih Kibar.

Nazlı Ilıcak'ın bir zamanlar yalısında verdiği ünlü pazar davetlerinin konukları arasında Erol Evgin de sık sık yer alıyordu. Politika ve sanatın konuşulduğu davetlerden birinde, Cüneyt-Ayten Gökçer, Erol Evgin, Nazlı Ilıcak, Vasfi Rıza Zobu.

Erol Evgin'in birkaç sene süren müzikalli yıllarında, Nevra Serezli ile başrol paylaşmıştı.

Vasfi Rıza Zobu, Barış-Lale Manço, Bedia Muvahhit. Erol Evgin rol icabı bıyıklı.

Emel ve Erol üç yıl gizli gizli flört ettikten sonra, okullarını bitirip 1973 yılında evlendiler.

Erol Evgin'in, okul arkadaşı Emel Hanım ile yaptığı evlilikten iki çocuğu var. Kızı Elvan, iç mimarlık master'ı yapıyor. Oğlu Murat, rock tarzında bir albüm çıkartmaya hazırlanıyor. Çocukların ikisi de baba mesleklerinden şaşmamış!

Erol Evgin Show'dan önce bir kulis anısı. Sezen Aksu ve Erol Evgin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!