Gülen'in müridi, cemaati mahkemede anlattı

Güncelleme Tarihi:

Gülenin müridi, cemaati mahkemede anlattı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2001 00:00


Fethullah Gülen'in, ''laik devlet yapısını değiştirerek dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurduğu" gerekçesiyle Ankara 2 No'lu DGM'de yargılanmasına devam edildi. Davanın bugünki duruşmasına ABD'de bulunduğu bildirilen Gülen katılmadı. Duruşmada Gülen'in avukatları Abdülkadir Aksoy ve Orhan Erdemli ile müdahil Eyüp Kayar ve avukatı Hüseyin Buzoğlu hazır bulundu.

Gülen hakkında dava açan Nuh Mete Yüksel'in savcı olarak çıktığı duruşmada Gülen'in cemaatinde yetişen Eyüp Kayar tanık olarak dinlendi. Kayar Hz Muhammed'in yaşadığı Gül Devri'ni yeniden yaşatmak olduğunu, bu yüzden de herşeyin sinsice yapıldığını ve bu amaçta en önemli yol olarak gençliğin görüldüğünü anlattı. Fethullah Gülen ve grubundan maddi ve manevi zarar gördüğünü kaydeden Kayar, şikayetçi olduğunu söyledi.

Kayar, Fethullah Gülen cemaati ile 1989 yılında İstanbul'da tanıştığını, İstanbul'daki 2 bin 500 ışık evlerinden birinde eğitim aldığını söyledi.

Cemaatin içinde bulunduğu yıllarda verilen eğitimin belli bir sistem ve program dahilinde yapıldığını bilmediğini, bunun daha sonraki yıllarda farkına vardığını ifade eden Kayar, şunları söyledi:

"Aldığım eğitim orta 3. sınıfta ivme kazandı. Bizlere 'şakirt-kuran talebesi' diye hitap ediliyordu. Fen ve askeri liselerde yetişenlerin cemaatin amacını gerçekleştireceği düşünüldüğünden bu okulların sınavlarına hazırlanıyorduk. Daha sonra benim yurtdışındaki işleri takip etmeme karar verildi. 3 sene sonra cemaate adam sokmam istendi. Buna da 'adam kafalama' diyorlar. Esnaf abiler kanalıyla para problemi de yoktu.''

''Cumhuriyet ve Atatürk ilkeleri karşısında Gülen'in kitaplarıyla yetiştirildiğini'' belirten Kayar, ''Örgütlenmede Fethullah Gülen en baştadır. Sırasıyla dünya, ülke, şehir, bölge, semt ve ev imamları vardır. Daha sonra cemaat ve talebeler gelir. Haberleri kadınlar sunduğu için evlerde televizyon seyredilmezdi. Bir cemaatin içinde olduğumu anlayınca ayrılmaya karar verdim. Bunu üzerine kendim ve ailem tehdit edildi'' dedi.

En önemli yol gençlik

Mahkeme Başkanı Hüseyin Eken'in sorusu üzerine Kayar grubun amacıyla ilgili şunları anlattı:

''Amaçları, Gülen'in kendi şiir ve kitaplarında beyan ettiği gibi, Gül devrini yeniden getirmek ve yaşamaktır. Gül devri de Hz. Muhammed'in yaşadığı dönemdir. Laiklikle bağdaşmayan hilafetin, o dönemin özlemi duyulmaktadır. Gülen ve grubu bu amaca ulaşmak için zaman gerektiğini biliyor. Her şey sinsi, derinden ve ağır yapılır. Taktik tabandan tavana çıkmaktır. Diğer gruplar ve cemaatlerin tam tersine insanlarla diyaloga girip, kendi görüş ve düşüncelerine çekmeye çalışırlar. Bu amaçta en önemli yol gençliktir, gelecek kuşaklardır. Toplumun yönetici kadrolarına girilmesi kendi çevresinde belli bir dinamiği olan insanların kazandırılması, yüksek öğretim kurumları, polis kolejleri, silahlı kuvvetler, adliye gibi kamu kurumlarının da unutulmaması, ayrıca ciddi bir yapılanmanın da ekonomialanında olması gerekir. Büyük ve kompleks firmalarla dışarıda kalmış,cemaate tereddütle bakan yetkili kişilerin de gruba kazandırılması gerekir. Yurtdışındaki yapılanmalar da vakti geldiğinde ilan edilecek olan gül devletine ve hilafete, o ülkelerin hoşgörüsünü sağlama amacını taşır.''

Müdahil avukatı Buzoğlu'nun ''cemaat içinde şiddet ve silah kullanılıyor mu?'' sorusuna ise Kayar, 1997 yılında Rusya'da bulunduğu sırada cemaatten ayrılmak istediğini, Harun Doğan ve Üsame İkiz'in kendisini tabancayla tehdit ettiğini savundu.

İhsah Kalkavan'dan her sene 1 milyon dolar

Buzoğlu'nun başka bir sorusu üzerine de Kayar, cemaate yardım toplama toplantılarına katıldığını, toplantıya başkanlık eden semt imamının paralarının hizmete gittiğini söylediğini ifade ederek, ''Bu toplantılarda, kişiler otomobillerini, yüzüklerini cemaate verirlerdi. İhsan Kalkavan'ın da her sene cemaate 1 milyon dolar verdiğini duydum'' diye konuştu.

Askeri ve polis okulları okuyanların kendilerinden izole edildiğini ifade eden Kayar, ''Başkurdistan Özerk Cumhuriyeti'nde Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü yapan Kamil Emboylu istihbarattan atılmış bir albaydı. Kendisi bana, cemaatte 4 general olduğunu da söyledi'' diye konuştu.

Cumhuriyet Savcısı Yüksel'in, cemaatin danışman kadrosu hakkında bildiklerini anlatmasını istemesi üzerine Kayar, danışman kadronun Gülen'in en yakın talebelerinden oluştuğunu, Gülen'in ayrıca teorik bilgi ve görüş aldığı danışmanlarının da bulunduğunu kaydetti.

Mahkeme Başkanı Eken, sanık Gülen'in ABD'de sürekli oturma veya vatandaşlık başvurusu yapıp yapmadığı konusunda Dışişleri Bakanlığı'na yazılan müzekkereye yanıt geldiğini ifade ederek, yazıda ''uluslararası yasalar uyarınca ABD'deki Türk vatandaşları hakkında büyükelçilik aracılığıyla şahsi bilgi temin edilemeyeceği'' görüşüne yer verildiğini bildirdi.

İzmir Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nden, Gülen hakkında 1972 yılında verilen mahkumiyet kararının istendiğini belirten Eken, bu mahkemedeki evrakların Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne nakledildiği için gönderilemediğinin bildirildiğini kaydetti.

Savcı Yüksel, suçtan zarar görmesi ihtimali gözönüne alınarak, tanık Eyüp Kayar'ın müdahilliğine ve yazılan müzekkerelerin cevaplarının beklenmesine karar verilmesini istedi.

Eken, verilen kısa aradan sonra, Kayar'ın müdahilliğine, sanık Gülen'in savunmasının alınması için ABD adli makamlarına yazılan talimat cevabı ile tanık ifadelerinin alınması için İstanbul DGM ve Osmaniye Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazılan talimatların beklenmesine, Gülen'in yazdığı ve dosyada bulunmayan bazı kitaplarının dosyaya konmasına karar verildiğini açıkladı.

Gülen'in mahkumiyet ilamının Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nden istenmesine, Gülen'in ekonomik ve sosyal durumunun SSK Genel Müdürlüğü'nden yeniden sorulmasına, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan istenen Gülen'in ''memuriyet dosyasının'' beklenmesini kararlaştıran Eken, duruşmayı Mart ayına erteledi.

İddianamede, Fethullah Gülen'in, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesine göre, 5 yıldan 10 yıla kadar ağır hapis cezasına mahkum edilmesi talep ediliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!