Türk Popu’nun öncüleri döndü

Güncelleme Tarihi:

Türk Popu’nun öncüleri döndü
Oluşturulma Tarihi: Ocak 10, 2001 00:00

Haberin Devamı

Bugünkü Türk pop müziğinin temellerinin atılmasını sağlayan isimlerin varlığı, ne yaptığı, artık neyle uğraştığı birçok kişi tarafından merak ediliyor. Kimse merak etmesin, 60'lı, 70'li yılların isimleri sevilen şarkılarıyla yeniden aramıza dönüyorlar.

Türk pop müziği patladı! Bu cümle ilk olarak doksanların başında söylenmeye başladı. Söyleyiş o söyleyiş, ardı arkası kesilmedi. ‘‘Artık herkes Türkçe pop dinliyor’’, ‘‘Popçular yurtdışına açılacak’’... İyi de doksanlardan önce bu ülkede pop müzik yok muydu? Gerçi o zamanlar adına pop müzik değil de Türk hafif müziği deniliyordu. Ya da o yıllarda kimse yurtdışına açılmaya çalışmadı mı? Sonuçta şu bir gerçek ki; öncüler zamanında birtakım sıkıntılar çekerek yenilere yol açmasaydı, köprü olmasaydı Türk Pop Müziği bugünlere gelemezdi. Bazı genç şarkıcılar, eski sanatçıların şarkılarını albümlerine koyuyorlar. Ya o sanatçıya saygılarından ya da o şarkıyı çok sevdiklerinden... Birçok dinleyici, sanatçısıyla özdeşleşen bu şarkıları yine ilk ağızdan dinlemek istiyor. Neyseki 60'lı, 70'li yıllara damgasını vuran isimler klasikleşen parçalarından oluşan albümleriyle müzik marketlerdeki yerlerini alıyorlar.

Asu Maralman

1971 yılında ilk plağını yapan Asu Maralman ismi fazlasıyla ses getirdi. Bunun sebebi Ümit Yaşar Oğuzcan'ın, şarkıcının plağı için özel olarak yazdığı ‘‘Bir Görsem Ölmeden’’ adlı şiirin sözlerinin o dönem için çok cüretkar sayılmasıydı. ‘‘Sevdiğim biri vardı/ Beni öper okşardı/ Sıcacıktı elleri/ Ateştendi dudakları/ Değdiği yeri yakardı.’’ Bu şarkı ile Asu Maralman adı iyice tanınır hale gelir. Bunun ardından farklı bir yol izler ve ‘‘Anadolu Pop’’ tarzı plakları satışa çıkar Maralman'ın. Türk pop müziğinin temel taşlarından sayılan birçok şarkıcı gibi Asu Maralman'da arabesk akımına direnememiş bir isim. Türkiye'den ayrılıp Amerika ve Kanada'da iki yıl müzik çalışması yapan şarkıcı, 1994 yılının sonuna kadar Bodrum, Antalya gibi yerlerde çalışır. Ardından Alanya'ya yerleşip müzikten uzaklaşan Asu Maralman, son albümüyle birlikte aramıza dönecek.

Ayten Alpman

Ülkemizin önemli kadın seslerinden biri Ayten Alpman. Kandilli Kız Lisesi'nin yatakhanesinde arkadaşlarına verdiği konserlerle okul çapında ünlenen Alpman, daha sonra hayatını birleştireceği İlham Gencer'le tanışmanın kaderini böylesine etkileyeceğini elbette bilemezdi. Gencer'le piyano çalışmaları yaparak müzik alanında ilk önemli adımları atar Ayten Alpman. Başarılarına başarı ekledikten sonra da caz eğitimi almak üzere İsveç'e gider. 1960'lı yıllarda Türkçe şarkı söyleme modasına karşı direnerek caz savaşını sürdürür. Fakat Fecri Ebcioğlu'nun ısrarları sonucu Ayten Alpman'da Türkçe söylemeye başlar. ‘‘İnan Bana’’, ‘‘Ayrıldık Yalnızım’’, ‘‘Hakkın Yok’’, ‘‘Bu Sana Son Seslenişim’’, ‘‘Sensiz Olmam’’ gibi şarkılardan sonra ‘‘Memleketim’’ gelir. Halktan ilgi görmeyen, seyirciden neredeyse alkış almayan ‘‘Memleketim’’, Kıbrıs Harekatı'ndan sonra ülkede bir marş haline gelir. 1949 yılında, İstanbul Radyosu'nun açılışıyla birlikte şarkı söylemeye başlayan sanatçı eski kırkbeşliklerinin yer aldığı son albümüyle yeniden sevenleriyle buluşuyor.

Üç Hürel

Üç kardeş olarak yola çıkan Üç Hürel, ülkemizde Anadolu Rock'ının öncülerinden. Baba Hürel'in elinde bir akerdeonla eve gelmesiyle başlayan müzik hayatları, profesyonel anlamda 60'ların ikinci yarısında başladı. 27 Kasım 1965, Fatih Kamer Düğün Salonu'nda sahneye ilk adımlarını atan Hürel Kardeşlerin ilk grup isimleri ‘‘Yankılar’’ olur. Fakat bu isimde bir grubun varlığını öğrenirler ve ardından sürekli isim değiştirmeye başlarlar. İlk plakları ‘‘Ve Ölüm/Şeytan Bunun Neresinde?’’ ile ünleri iyice yayılır. Ardından konserler, 45'likler, altın plaklar gelir... ‘‘Sevenler Ağlarmış’’, ‘‘Madalyonun Ters Yüzü’’, ‘‘Gül'e Ninni’’, ‘‘Gurbet Türküsü’’, ‘‘Gönül Sabreyle Sabreyle’’ gibi birçok hit parçayı yeniden dinlemek isteyenler için Üç Hürel'in son albümü müzik marketlerde yerini aldı.

Hümeyra

Besteci, söz yazarı, şarkıcı, tiyatrocu, sinema oyuncusu... Eski 45'liklerinin yer aldığı son albümle sevenleriyle yeniden buluşuyor Hümeyra. Sanatçının 1968 yılında ‘‘Ölüm/Olmasa’’ ile başlayan müzik yolculuğu otuzikinci yılında... O yıllarda ülkenin en önemli plak firması Melodi'de grafiker olarak çalışan Hümeyra'nın müzik hayatına başlaması tıpkı bir masal gibi! Bir akşam şirkette kimsenin olmadığını düşünerek alıyor eline gitarını ve kendi bestelerinden birini çalmaya başlıyor. Masal bu ya, firmanın en önemli isimlerinden biri daha binadan çıkmamıştır ve sesi duyarak odaya girer. Sonrası gelir zaten. Türkülerin aranje edilmesiyle ilerlemeye çalışan ‘‘Anadolu Pop’’ akımının önünde yepyeni bir yol açılır. Çünkü Hümeyra; bir Aşık Veysel, Karacaoğlan tutkunudur. Hümeyra fırtınası 1980'li yıllara yani arabeskin taht kurmaya başladığı günlere dek sürer. Ardından sinema ve tiyatro oyunculuğu, müzikaller gelir. Daha sonra üç müzik albümü daha çıkaran Hümeyra, yıllar sonra ‘‘Sessiz Gemi’’yle, ‘‘Otuzbeş Yaş’’la, ‘‘Merdiven’’le yeniden dillere dolanacak.

Ali Rıza Binboğa

‘‘Yarınlar Bizim’’, ‘‘Elele’’, ‘‘Bebek’’, ‘‘İlk Öğretmen’’... Bunlar, Ali Rıza Binboğa'nın ismiyle özdeşleşen şarkılar. Eurovision şarkı yarışması elemelerinde sol elini havaya kaldırıp ‘‘Yarınlar Bizim’’ diye şarkısına başlamasıyla hafızalara kazındı şarkıcı. Gerçi o sene İsveç'e ‘‘Seninle Bir Dakika’’ ile Semiha Yankı gitti ama tüm Türkiye beyazlara bürünmüş bu adamın kim olduğunu öğrenebilmek için çırpındı durdu. Şarkı sözleri, elini, kolunu sallaması yüzünden TRT'nin yasaklılar listesinde yer alan Binboğa'ya kimse engel olamadı ve plakları satış rekorları kırdı. Ardından gelen arabeskin Türkiye'de taht kurduğu yıllar... Eski 45'liklerinin yer aldığı albümüyle Binboğa, Türk pop tarihinde önemli bir isim olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Nostaljik şarkıları yeniden gündeme getirenler

Candan Erçetin

1960'lı yıllarda Güzide Kasacı ile dillere dolanan ‘‘Unut Sevme Beni’’, 2000 yılında müziği üzerinde biraz oynanarak Candan Erçetin'le yeniden hatırlandı. Müzik listelerinde bir numaraya kadar yükselen şarkı, 2001'de hala en çok sevilen, beğenilen parça olarak gösteriliyor.

Yonca Lodi

İlk albümünde iki tane Ayten Alpman şarkısına yer verdi Yonca Lodi. ‘‘Memleketim’’ ve ‘‘Ben Böyleyim.’’ Gerçi Ayten Alpman kendisinden izin almadıkları gerekçesiyle Lodi'ye veryansın etti ama yine de şarkıları dinlemek birçok insanı geçmişe götürüp mutlu etti.

Yeşim Salkım

Ajda Pekkan'ın ‘‘Yeniden Başlasın’’ şarkısını bir önceki albümüne koyan Salkım, bu kez de Erol Evgin'le dillere dolanan ‘‘Hep Böyle Kal’’ı seslendiriyor. ‘‘Hep Böyle Kal’’ın kendisi için anlamının büyük olduğunu söyleyen şarkıcı, parçayı kızı Gizem'e ithaf ediyormuş.

Sertab Erener

Hafız Burhan'la, Hamiyet Yüceses'le halka mal olan ‘‘Makber’’i bir de Sertab Erener yorumladı ve fazlasıyla eleştirildi. Bir Türk müziği eserinin pop müzikle icra edilmesi çoğunluk tarafından beğenilmedi ve köşe yazılarına konu oldu. Aynı albümde yer alan Ayten Alpman'ın ‘‘Tek başına’’ parçası da pop ritmleriyle süslüydü.

Çelik

Son albümünde iki tane Erkin Koray şarkısı seslendiren Çelik'te eleştiri alanlardan... ‘‘Yalnızlar Rıhtımı’’ ve ‘‘Öyle Bir Geçer Zamanki’’ gibi klasiklerin, Çelik'in sesine gitmediği söylentiler arasında...

Tuğba Önal

İlk Eurovision parçamız olarak Türk pop müziği tarihine geçen ‘‘Seninle Bir Dakika’’ Semiha Yankı'yla tanındı, bilindi. Geçtiğimiz sene Tuğba Önal tarafından da seslendirilen parça yeni versiyonuyla daha ritmik bir hale getirildi.

öz konusu isimlerin ortak özelliği, 1980’li yıllarda Türkiye’de taht kuran arabesk müziğe karşı direnmeleri. Belki hafif müzik söylemeye devam edemediler ama arabesk şarkılar da söylemediler. Aktif müzik hayatları gönülsüzce sona ermişti ama yeniden dönüyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!