Ferhan Özmen: Biz AB kurbanıyız

Güncelleme Tarihi:

Ferhan Özmen: Biz AB kurbanıyız
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2000 00:00

Rüştü Aytufan'ın da aralarında bulunduğu 4 sanığın yargılandığı davanın diğer "Umut" davasıyla birleştirilmesiyle sanık sayısı 21'e ulaşan davaya devam edildi.

Ankara 2 No'lu DGM'de bugün görülen davanın 5. duruşmasına, 18'i tutuklu 20 sanık ile, 11 sanık avukatı, müdahiller Uğur Mumcu'nun ablası Beyhan Gürson ve Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu ile CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın da aralarında bulunduğu 11 müdahil avukatı katıldı. Tutuklu sanık Muzaffer Dağdeviren, rahatsız olduğu için aldığı 5 günlük raporu mahkemeye göndererek, duruşmaya gelmedi.

Duruşmada, bundan önceki 4 celsede çeşitli nedenlerle savunma yapmayan sanık Ferhan Özmen, savunmasını yaptı.

Sanık Özmen, hazırladığı 13 sayfadan oluşan savunmasına, Tekin'in gerçek adı olduğunu, ailesinin ve yakınlarının kendisine Tekin dediğini ifade ederek, ''Benim kod adım yoktur. Emniyet, bu ismi duyunca kod adımmış gibi lanse etti'' diyerek başladı.

Emniyetin bir senorya hazırladığını ve senaryoda kendisinin de ''ölüm makinesi'' olarak gösterildiğini iddia eden Özmen, şunları anlattı:

Ben sanal kahramanım

''Senaryoda ben gerçek kahraman değilim. Sanal kahramanım. Bu senaryonun gerçekle ilgisine hangi vicdan sahibi inanabilir. Bütün faili meçhul cinayetler bana, Necdet Yüksel'e ve Rüştü Aytufan'a fatura edildi. Şimdiye kadar bu olayları yapanların profesyonel, uzman kişiler olduğu söyleniyordu. Suçsuzluğumu, derin ve büyük bir senaryonun kurbanı seçildiğimi haykırmak istiyorum. Bir gün bütün bu karanlıkların üstü açılacak ve bu senaryonun utancı gözler önüne serilecek. Bu ülkede önce bu faili meçhul cinayetlerde Abdülhamit Çelik ve Yusuf Karakuş katil ilan edilmedi mi? Onlara tatbikat yaptırılmadı mı? Kim ve neden onları katil olarak seçti. Alelacele neden faili meçhul cinayetlere katil sipariş verildi.''

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın ''nüfuz casusları'' dediği kişilerin teşhis edilmesini herkesten çok istediğini ifade eden Özmen,şöyle devam etti:

Bunlar senaryo

''Biz, Avrupa Birliği'nin kurbanıyız. Sivil inisiyatif, hak ve özgürlüklere yönelik talepler artınca, karanlıkta kalan cinayetlerin aydınlanması istendi. Önce, Ankara Emniyet Müdürlüğü Abdullah Argun Çetin'i öne sürerek, bir senaryo hazırladı. Hakimin ve müdahil Ceyhan Mumcu'nun gayretleri ile bu senaryo bozuldu. Bunun üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Abdülhamit Çelik ve Yusuf Karakuş'u katil adayı olarak sundu. Bu senaryo da çeşitli nedenlerle olmadı. 3. senaryo vizyona sokuldu. İlk iki senaryonun dezavantajları yok edildi. Senaryonun hataları ortadan kaldırıldı ve dublaj katil de işkenceyle ortaya çıkarıldı. Polisler, aldıkları parayı hak edercesine, işkence yaptılar. Yapılan işkenceler sonucunda bir fil bile (ben tavşanım, bentavşanım) derdi.''

İşkenceye dayanamadım

Emniyette, sorgu odasında önüne, faili meçhul cinayetler ve bombalama olaylarının yazılı olduğu bir liste ile bu olaylara ilişkin dosyaların getirildiğini kaydeden Özmen, ''Polisler, bana bu olayları kabul etmezsem uzun süre emniyetten çıkamayacağımı söylediler. İşkenceye dayanamadım ve kabul ettim. Polisler, ayrıca bu rolü iyi oynarsam, Pişmanlık Yasası'ndan yararlandırmak için ellerinden geleni yapacaklarını, cezaevinden çok çabuk çıkacağımı söylediler'' diye konuştu.

Beni mazur görün

Ferhan Özmen, emniyette, olaylara ilişkin dosyalardan alıntılar yaparak ifadesini hazırladıklarını ve kendisine ezberlettiklerini, şemalar çizdirdiklerini öne sürerek, ''Mumcu ve Kışlalı ailelerine sesleniyorum. Böyle bir senaryoda yer aldığımdan dolayı üzgünüm. Beni mazur görsünler'' dedi.

''10 yıldır ülkenin başını ağrıtan ve istikrarını bozan siyasi cinayetlerin ardında derin devlet olduğunun söylendiğini'' ileri süren Özmen, ''3-4 kişilik uydurma bir örgüte tüm faili meçhuller yüklendi. Kim inanır buna? Bu görüşlerde samimi iseler, şu sorulara cevap versinler. Susurluk çetesinin işlediği cinayetler hangileridir? Silahları nerede? İstihbarat birimleri ne iş yapar? İran neden o kadar silahı bana versin?'' diye konuştu.

Özmen'in avukatı İbrahim Ceylan, müvekkilinin, kendilerine işkence yapan polislerin duruşma salonunda bulunmasından rahatsız olduklarını ifade etmesi üzerine Mahkeme Başkanı Hüseyin Eken'den, müvekkilinin polisleri teşhis etmesini istedi. Eken de Özmen'e ''Burada bulunanlara bak ve teşhis et'' dedi. Özmen, geriye dönerek izleyici sırasında oturanlara baktı ve kendilerine işkence yapan polislerin bugün duruşmada bulunmadıklarını, ancak geçen celselerde bulunduklarını söyledi.

Ahraz olsa giderdim

Sanık Özmen, iddianamede İran'ın Ahraz kentinde askeri eğitim aldığına dair iddialar yer aldığını belirterek, ''İran'a gezme amacıyla gittim. Ahraz'a da gitmek isterdim, ancak İran'da Ahraz diye bir kent yoktur'' dedi.

Sincan'daki depoda bulunan silahlarla da bir ilgisinin bulunmadığını savunan Özmen, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini kaydetti.

10 idam isteniyor

İddianamede, sanıklar Ferhan Özmen, Necdet Yüksel, Rüştü Aytufan, Hakkı Selçuk Şanlı, Yusuf Karakuş, Muzaffer Dağdeviren, Abdülhamit Çelik, Fatih Aydın, Hasan Kılıç ve Mehmet Şahin'in, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''Anayasal düzeni zorla bozmaya kalkışmak'' hükmünü düzenleyen 146/1. maddesine göre idam cezasına çarptırılmaları isteniyor.

Sanıklar Mehmet Ali Tekin ve Talip Özçelik hakkında, TCK'nın ''Devletin emniyetine karşı silahlı çete kurma '' fiilini içeren 168/1ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın ''yarı oranında ceza artırımını'' öngören 5. maddelerine göre 22 yıl 6'şar aydan az olmamaküzere ağır hapis cezaları istenen iddianamede, sanıklar Mehmet Kasap, Mehmet Gürova, Adil Aydın ve Murat Nazlı hakkında ise TCK'nın ''yasadışı örgüt üyesi'' olmak fiilini düzenleyen 168/2 ve 3713 sayılıKanun'un 5. maddelerine göre, 15'er yıldan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

İddianamede, Arif Tarı, Musa Koca, Devriş Polat, Yüksel Pekdemir ve İsmail Koçhan'ın ''yasadışı Kudüs Ordusu örgütüne yardım ve yataklık ettikleri'' gerekçesiyle TCK'nın 169 ve Terörle Mücadele Kanunu'nun ''yarı oranında ceza artırımı'' öngören 5. maddeleri uyarınca 4 yıl 6'şar aydan 7 yıl 6'şar aya kadar ağır hapisleri talep ediliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!