Oktay Ekşi: Havadaki güvenlik

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

AYAĞIMIZI bastığımız yeryüzündeki sorunlar azmış gibi şimdi bir de ‘‘havadaki sorun’’ çıktı başımıza...

Dünkü Hürriyet'in ‘‘Üç Dehşet Anı’’ başlıklı manşet haberini gördünüzse ihtimal siz de bu satırların yazarı gibi, ‘‘İyi ki o uçaklarda değilmişim’’ demişsinizdir.

Hava Trafik Kontrolörleri görevlerini gereğince yapmadıkları için üç uçak büyük tehlike atlatmış...

Çünkü havalimanlarına inecek kalkacak uçaklara izin veren bu görevliler paralarının yetersizliğini, kadrolarının azlığını, çalışma saatlerinin uzunluğunu, buna karşılık en ufak bir dalgınlık veya hatalarının büyük facialara yol açacağını yetkililere duyuramadıkları için direniyorlar.

Ne yapıyorlar?

Kalkacak uçağa gereksiz yere ‘‘dur’’ diyerek bekletiyorlar. İnecek olana ‘‘havada 15-20 dakika tur at, sonra yaklaş’’ diyorlar. Kısaca pilotlara ve yolculara eziyet ederek yetkilileri uyarmaya çalışıyorlar.

Ama o arada -dün Hürriyet'te yazıldığı gibi- büyük facialara kapı açıyorlar.

Allah korusun... Bu yüzden bir kaza olsa, örneğin iki uçak havada çarpışsa ve insanlar ölse hangi vicdan bu faciayı kaldırabilir?

İşin güzeli, sorduğunuz zaman da, bu gerçekleri inkár ediyorlar. Nitekim dün yetkili diye karşımıza çıkan biriyle görüştük. Bize, ‘‘Eylem filan yok. Biz kuralları uyguluyoruz. Zaten ben memurum, fazla konuşamam’’ yanıtını verdi.

Oysa THY yetkilileri tam aksini savunuyorlar. Rakam aldık:

Son üç yılın yani 1998, 99 ve 2000'in 17 Ağustos ile 25 Ekim tarihleri arasında Türk Hava Yolları ortalama 22 bin iç ve dış uçuş yapmış. 98'de 2100; 99'da (depremin yarattığı kargaşa ortamında) 3500 ama bu yıla gelince 6726 uçuş gecikmeli yapılabilmiş. Oysa THY geride kalan son birkaç yılda ‘‘en az gecikmeli uçuş yapan’’ havayolları arasında ve başlardaydı.

Hava Trafik Kontrolörleri ‘‘biz eylem yapmıyoruz’’ derken doğruyu söylemiyorlar da, onların başındakiler farklı mı konuşuyor?

Aramamıza rağmen kendilerine ulaşamadık ama, konuyu yakından bilenlerin ifadesine göre ne Ulaştırma Bakanı bir eylem olduğunu kabul ediyor, ne de Hava Trafik Kontrolörlerinin bağlı olduğu Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü...

Oysa herkes biliyor ki, İstanbul'un Anadolu yakasında yapılan Sabiha Gökçen (Kurtköy) Havalimanı'nın Trafik Kontrol Kulesi'ne transfer edilen 8-10 kadar memura ayda birbuçuk milyar TL. kadar para ödeneceğini öğrenince Atatürk Havalimanı'ndakiler ipin ucunu kaçırdılar.

İyi de... Eylem böyle mi yapılır?

Bizimkiler ‘‘memur’’ statüsünde olduğu için eylemlerini açıklasalar disiplin suçu işlemiş olacaklar. O yüzden inkár ediyorlar. Ama işçi olsalar hem haklarını daha açık talep ederler, hem de inkár zorunda kalmazlar.

Bir çare de, başlarındaki zevatın adam olup sorunlara ve onlara sahip çıkması... Ama bakın bakalım böyle bir umut var mı?

Yazarın Tüm Yazıları