Emin Çölaşan: Bilin bakalım İ. Melih nedir?

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

SEVGİLİ okuyucularım, bu gazetecilik mesleğinde her gün öyle olaylar yaşıyoruz ki, vallahi ne diyeceğimizi şaşırıyoruz.

Bu hafta bizim gazeteye birkaç dava tebligatı geldi.

İ. Melih, beni ve başkalarını mahkemeye vermiş, tazminat istiyor. Onun işidir, önüne geleni mahkemeye verip tazminat ister.

Ne yazsanız dava açar. Amacı, herkesi bu yöntemle sindirip hakkında yazı yazdırmamaktır!

Bugüne kadar kendisi için yazıp söyleyenler hakkında binlerce dava açtı.

Kamu görevini parasal kazanca tahvil edenlerin en başında gelmektedir.

Neyse, gazeteye mahkemeden gelen tebligatları aldık ve açtık.

Yazı başına bazısında 3, bazısında 4 milyar istiyor.

* * *

Avukatı tarafından hazırlanmış dava dilekçelerini okumaya başladık. Okudukça gülüyoruz, neşemizi buluyoruz.

Fakat daha ilk dilekçede bir yere geldik ki, amanin!

Ben bugüne kadar böyle bir şeyi ne duydum, ne de gördüm.

İlk tebligat Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden geliyor. Dosya numarası Esas 2000/499.

Dava dilekçesini okuyoruz:

‘‘Emin Çölaşan, müvekkilin (İ. Melih'in) ismini yazarken sürekli ‘‘İ. Melih’’ yazmaktadır.

Emin Çölaşan, bu şekilde yazmakla muradının ne olduğunu bütün Türkiye bilmektedir...

Melih'in önüne getirdiği ‘‘İ’’ harfini ‘‘İBNE’’ anlamına gelecek bir şekilde kullandığı kamuoyunda bilinmekte ve konuşulmaktadır...’’

* * *

Allah Allaaaaah!.. Vay vay vayyyy!.. Aman aman aman!.. Tövbe tövbe!..

Şimdi ben bu kamuoyunu yakalarsam vallahi çok fena yaparım yani!

Koskoca kamuoyu nasıl olur da bizim İ. Melih'i böyle avukatının dediği biçimde algılar?

Dava dilekçesini okurken ‘‘Acaba yanlış mı gördük’’ diye kuşkuya kapılıyoruz ve hep birlikte bir kez daha okuyoruz.

Vallahi billahi aynen böyle yazıyor.

Sen kalk, avukatı olarak bizim İ. Melih'e bu ‘‘sözcüğü’’ yakıştır!

Sıra geliyor ikinci dava dilekçesine. 24. Asliye Hukuk Mahkemesi 2000/478 sayılı dosya. Bu kez onu okumaya başlıyoruz ve aynı ifade karşımıza bir kez daha çıkıyor...

‘‘Melih'in önüne getirdiği ‘‘İ’’ harfini ‘‘İBNE’’ anlamına gelecek bir şekilde kullandığı kamuoyunda bilinmekte ve konuşulmaktadır...’’

Eyvah, çok fena! Adamın avukatı, bu dilekçeleri herhalde futbol maçında hakeme bağırırken yazmış!

Bu avukat galiba biraz düşüncesiz...

Çünkü dava dilekçesinde yazmış olduğu bu hususları benim bir yazımda aynen kullanacağımı ve İ. Melih hakkındaki bu iddiasını bu kez bütün Türkiye'nin duyacağını hesaba katmamış.

* * *

Bizim gazetedeki arkadaşlar, içerisinde ‘‘İ. Melih’’ sözcüğünün geçtiği bazı yazışmaları getirip gösteriyorlar.

Bunlar resmi yazışmalar.

Adamın ismi oralarda bile ‘‘İ. Melih Gökçek’’ diye geçiyor.

Yani avukatın kullandığı sözcüğü o resmi yazışmalara yansıtsak, ortaya çok fena bir tablo çıkacak!

Dahası var.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, yani İ. Melih belediyesi tarafından basılmış yayınlarda bu şahsın resmi var ve altında kocaman İ. Melih Gökçek diye yazıyor. Öfff, felaket!

Ama dahasının da dahası var.

Bizim İ. Melih tarafından Ankara'ya asılan ve parlak resimlerinin yer aldığı afiş, pankart ve duyurularda da ismi İ. Melih Gökçek olarak geçiyor.

Gel de bu avukatın mantığını anla!

* * *

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım... Eğer İ. Melih'in avukatı tarafından bu dava dilekçelerinde ortaya atılan iddia doğruysa, ortada çok ciddi bir durum var demektir.

O takdirde ‘‘İ’’ harfini kullanan herkes kendisine ağır biçimde hakaret etmektedir. Buna başında bulunduğu belediye dahildir.

Avukatı yanlış bir iş yaptı.

Keşke bir telefon açıp ‘‘Emin Bey, bu İ'nin anlamı nedir?’’ diye bana bir sorsaydı.

Ama ben İ. Melih'in yerinde olsam, bu ‘‘İ’’ konusunu böyle eşcinsel anlamlı sözcüklerle gündeme getirip bütün Türkiye'ye duyurulmasına neden olan avukatımı ‘‘Bir şeyin şuyuu (yayılması), vukuundan (olmasından) beterdir. İnsanın adı çıkacağına canı çıksın’’ diyerek azleder ve yerine bir başkasını bulurdum.

Şimdi efendim, bundan sonrasını siz düşünün ve şu bilmecenin yanıtını bulmaya çalışın:

‘‘İ. Melih nedir? Avukatının yazdığı mıdır?..’’

Süreniz 60 saniye!

Yazarın Tüm Yazıları