Cevap ver Mustafa

Güncelleme Tarihi:

Cevap ver Mustafa
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2000 00:00

Turgay ŞEREN
Haberin Devamı

Turgay Şeren, Milli Takım'ın teknik patronuna soruyor

1:Hazırlık maçı yapmamakla nasıl övünürsün, sonuçlarını düşünemedin mi?

2:Milli Takım'ın penaltıcısı, Galatasaray'da bile penaltı atmayan Arif mi?

3:Portekiz maçında orta alandaki zaafa rağmen ilk 11'de Suat neden yoktu?

4:Belçika maçının en iyilerinden Abdullah yerine neden K.Hakan oynadı?

BELÇİKA maçının galibiyet mutluluğunu hep birlikte yaşadık. Ulusça böyle morallere ihtiyacımız var. Hep şunu söyledik: ‘‘Sahadaki galibiyet ve çeyrek finale çıkış, Türk futbolunun ilerisi için büyük aşamadır.’’ Kağıt üzerinde bu sözlerin hepsi doğru, hepsi gerçek. Zira bugüne kadar futbol tarihimizde Milli Takımımız'ın Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası finallerine iştiraki var. Ancak böyle bir başarısı yok. İlk gölümüzü attık, berabere kaldık, galip geldik ve çeyrek finale çıktık. Bunların hepsi güzel.

ÇOK ŞANSSIZIZ

Ancak Belçika maçı sonrası teknik direktörümüz Mustafa Denizli'nin tutumu, davranışları ve konuşmaları, galibiyet sonrası mutluluktan ziyade rahatsızlığının, eleştirilmenin verdiği bir hezeyandı. Mustafa dedi ki, ‘‘Biz hazırlık maçlarımızı şampiyonada yapıyoruz.’’ Yani İtalya ve İsveç karşılaşmaları Türk Milli Takımı için hazırlık maçları idi. Öyle bir düşünceye sahip Milli Takım Teknik Direktörümüz olduğu için herhalde çok şanssısız. Ve ilave etti Mustafa, ‘‘Bakın hazırlık maçı oynayanlar geri döndü, biz buradayız. ’’

Yani demek istedi ki, ‘‘Ben hazırlık maçı da oynamam ne istersem yaparım. Şimdi de çeyrek finaldeyim.’’

Yok öyle birşey futbolda. Sen futbolun kurallarını yerine getireceksin Mustafa. Tesadüfler, bir takımın günlük formu, kalecimiz Rüştü'nün inanılmaz kurtarışları, Milli Takım'a desteği ve en önemlisi de Belçika takımı futbolcularının ve de antrenörlerinin, ‘‘Biz nasıl olsa Türkiye'yi yeneriz, çeyrek finale çıkarız’’ düşünceleri, bir de De Wilde'in yediği karikatürlere geçecek attığımız ilk gol ve Belçika Takımı'nın Rüştü'nün kurtarışlarının yanı sıra kaçırdığı peşpeşe goller, direkleri sıyıran toplar... Sen bunların hepsini unutuyorsun Mustafa. Diyorsun ki ‘‘Hazırlık maçı yapanlar ülkelerine geri döndü, biz çeyrek finaldeyiz’’

Peki şimdi ne diyeceksin?

KÖTÜ OYNADILAR

Portekiz karşısında 29'uncu dakikaya kadar 11'e 11 oynadık. Rüştü'nün harika kurtarışları, adamların kaçırdıkları inanılmaz gol pozisyonları olmasa, o dakikaya kadar 0-0'a gelebilir miydik? Portekiz takımı belki de bu turnuvada en kötü futbolunu bize karşı oynadı. İyi ki de öyle oynadı. İyi ki de beceriksizdiler. Maç sonrası inanılmaz bir yenilgi skoruyla oradan ayrılırdık.

ALPAY VE ARİF

Alpay'ın yaptığına değinmek istemiyorum. İnanılır gibi değil. Öyle yahut böyle ilk yarım saati bitirmek üzeresin, sen hakemin yanında Couto'ya yumruğu yapıştırıyorsun. İnsanın aklı durur. Kaçan penaltı ve takımımızın 1-1'lik beraberlik yerine, 1-0'lık yenilgiyle devreyi bitirmesi tabii ki büyük kısmetsizlik. Yine Mustafa'ya soruyurum. Milli Takım'ın penaltıcısı Arif mi? Mustafa, sen Arif'i seçmişsin. Bu da yanlış. Arif, Galatasaray'da hangi maçta penaltı attı?

Gelelim Portekiz maçının ikinci 45 dakikasına. Portekiz takımı, ayağa çok iyi top oynayan, kısa pas yapan ve çabuk sağa sola deplase olan bir takım. Bu takımla, kalecilerin dışında sahada 9'a 10 oynamak çok zor. Zira bir futbolcu, bir boşta kalıyor. Milli Takımımız'ın üstünden ikinci 45 dakikada buldozer gibi geçtiler. Bir gol attılar. Ben saymadım ama sizler saymış olabilirsiniz, çünkü sayısını unuttum; Rüştü'nün harika kurtarmaya devam ettiği yüzde yüz goller ve Portekizli futbolcuların kaçırdığı sayısız gol pozisyonları. Bunları bir topla bakalım Mustafa, maçın neticesi kaç kaç olurdu.

SUAT'I UNUTTUN MU?

Suat niçin bu Portekiz maçında oynamadı? Belçika maçında orta sahanın en iyilerinden biriydi. Futbolda biraz teknik görüşü olan, Portekiz takımını iyi analiz eden, ayağa oynadığını görür. Suat'ın, defansın önünde çok iyi bir libero olduğunu nasıl unutursun. Rakipten top kapmadaki maharetini nasıl gözardı edersin. Bunların hepsine cevap ver bakalım.

İngiltere'nin ve Norveç'in şampiyona öncesi hazırlık maçları oynadığından değil, son dakika penaltılarıyla, futbol mucizeleriyle ülkelerine döndüğünü nasıl unutursun.

BOZMAK İSTEDİN

Maç kazanma sarhoşluğu ile konuşmak çok kolaydır, rahattır. Çünkü kazanan her zaman haklıdır. Kaldi ki senin Belçika maçındaki kazancın Rüştü'nün harika oyunu ve takımın ona ayak uydurmasıdır.. Yoksa biz o maçtan da başımız eğik ayrılırdık. Rüştü takımımıza moral verdi, golleri kurtardı ve Milli Takımımız ayakta kaldı. Ama sen bu mutluluğu seni eleştirenlere çatarak bozmak istedin.

İSTEDİĞİNİ YAPIYORSUN

B.Hakan'ı tek santrfor ile sahaya çıkaran bizler miyiz, yoksa sen misin? Bizler ikaz ettik, sen yanlışını düzelttin, doğrusunu yaptın. Arif ile B.Hakan çok iyi bir ikili oluşturdu ve forvetimiz ayağa kalktı. Hem söylenenlerden hem de ve yazılanlardan pay kapıyorsun hem de ben bu takımın patronuyum diyerek istediğini yapıyorsun.

SANAL DÜŞÜNCE YOK

Abdullah, İtalya maçında çok kötüydü. Belçika maçında ise takımımızın iyilerindendi. Abdullah son maçta yok. K.Hakan var. Yediğimiz ikinci golde Figo'nun karşısında düştüğü aczi gördün mü? Olduğu yerde kendisini yere attı, Figo ona dokunmadı bile. Sonrada hakeme eliyle ve koluyla hareket etti. Sanki Figo ona faul yapmış gibi.

Kağıt üstünde gol attık, berabere kaldık, çeyrek final oynadık. Ama sen Türk Milli Takımı'nı bu şampiyonya iyi hazırlamadın Mustafa. Futbolda sanal düşünce diye bir kavram çıkardın. Yok böyle birşey. İlerideki günlerde de olması mümkün değil.

SENİ UYARIYORUM

Şimdi sen F.Bahçe takımının teknik patronusun. Seni ikaz etmek isterim. F.Bahçe seyircisinin başarısızlığa tahamülü yok. Futbol takımlarının sahada hem iyi oynamasını bekliyor hem de galibiyetlerini istiyor. Ve isteyecek de. Bunda da haklılar. Yapacağın şey, futbol gerçekleriyle ortaya çıkmak, F.Bahçe Futbol Takımı'nı liglerde final maçına kadar şampiyonluk şansına getirmektir.

YANLIŞ YAPTIN

TSYD Kupası'na, İnter Toto Turnuvası'na girmemekle aynı Milli Takım'ın hazırlanışındaki yanlışı tekrarladın. Sahadaki maçı kaybederim de tenkitlere uğrarım dedin ve bu maçlardan kaçtın. Yanlış yaptın. Yensen de yenilsen de bu maçları oynamalıydın Mustafa. Yoksa İtalya maçından sonra ‘‘Mustafa dışarı’’ diye bağıranlar ve İsveç maçının bitiminde atılan pet şişeler (Ben bunları hiç tasvip etmiyorum) gibi aynı olaylar, F.Bahçe teknik patronu olarak da başına gelebilir. Bunu sakın unutma, benden sana iyi şanslar.

Milli takım euro 2000’de ne yaptı?

Oynadığı Maç: 4

Kırmızı Kart: 1

Alpay)

Sarı Kart: 7

(Tayfur, Ogün, Okan, Tayfun, Osman, Suat, Hakan Ünsal)

Kaleyi Bulan Şut: 15

Kaleyi Bulmayan Şut: 19

Yaptığı Faul: 54

Yapılan Faul: 52

Attığı Korner: 12

Atılan Korner: 10

FUTBOLCULAR

Kaleciler

OYUNCU OS YG MK KŞ

1-Rüştü 360 4 2 20

12-Ömer 0 0 0 0

21-Fevzi 0 0 0 0

OYUNCU OS G A KB KBŞ F YF

2-Tayfur 323 0 0 2 2 7 1

3-Ogün 318 0 0 0 0 6 2

4-Fatih 360 0 0 1 0 5 2

5-Alpay 299 0 1 0 2 6 3

6-Arif 247 0 0 3 4 4 6

7-Okan 318 1 0 1 4 3 3

8-Tugay 82 0 0 1 0 1 0

9-H.Şükür 360 2 0 3 2 4 9

10-Sergen 118 0 1 2 1 1 1

11-Tayfun 313 0 0 0 1 4 3

13-Osman 3 0 0 0 0 0 0

14-Suat 208 0 1 0 0 3 3

15-Mustafa 58 0 0 0 0 0 1

16-Ergün 114 0 0 0 0 1 1

17-Oktay 28 0 0 0 0 1 0

18-Ayhan 0 0 0 0 0 0 0

19-Abdullah 180 0 0 2 0 3 5

20-H.Ünsal 180 0 0 0 2 2 7

22-Ümit 123 0 0 0 1 3 3

OS: Oynadığı süre, YG: Yediği gol, MK: Mutlak kurtarış, : Kurtardığı şut; G: Attığı gol, A: Asist, KB: Kaleyi bulan şut, KBŞ: Kaleyi bulmayan şut, F: Yaptığı faul, YF: Yapılan faul.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!