PKK'ya siyasi önlem

Güncelleme Tarihi:

PKKya siyasi önlem
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2000 00:00

Haberin Devamı

BAŞBAKAN Bülent Ecevit, dün Diyarbakır yolunda bölgede terörün silahlı mücadeleden çıkıp, onun kadar tehlikeli siyasi mücadeleye kaymaya başladığını vurguluyor. Hemen ardından da şu ilginç cümleyi söylüyor: ‘‘Buna karşın bizim de siyasi önlemlerimiz olacak...’’ ‘‘Siyasi önlem’’ sözü hepimizin bir anlık duraklamasına yol açıyor. Bu fırsatı bilip, ‘‘Biraz da Diyarbakır'da konuşuruz’’ diyerek yanımızdan kalkıp, uçağın ön tarafına yöneliyor. Ancak, kendisini rahat bırakmıyoruz.

YATIRIMLAR BÖLGEYE Siyasal tedbirin ne anlama geldiğini bir kez daha kendisine soruyoruz. Şöyle yanıt veriyor: ‘‘Hem iç, hem dış boyuttan söz ettim. Dışarda bölücü grupları destekleyenler hálá var. İnsan haklarıyla terörizmi birbirine karıştırıyorlar.’’ Bu gelişmeye karşılık siyasi önlemlerinin neler olduğu sorusuna ise Ecevit, şöyle karşılık veriyor: ‘‘Yatırımların o bölgeye çekilmesini sağlamamız lazım. Özel sektörü ve yabancı sermayeyi o bölgeye götürmemiz, bölge turizmini geliştirmemiz lazım.’’

PARRIS'İN SÖYLEDİKLERİ Ecevit bu arada, önceki gün kendisini ziyaret eden ABD Büyükelçisi'nin, Güneydoğu bölgesine yaptığı ziyaretle ilgili kendisine bilgi aktardığını söylüyor. Büyükelçi Parris'in Van'da, Japon ve ABD'li turistlerden, otellerde kalacak yer bulamadığını söylediğini aktarıyor. Ecevit, eğitim ve sağlık alanlarındaki eksikliğin gidirilmesini, köye dönüş sorununun çözümlenmesinin gerektiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor. ‘‘Bu önlemler bölücülüğe imkan veren ekonomik ve sosyal iklimi ortadan kaldırır.’’ Ecevit'e, bölücülüğe karşı siyasi önlem kararının hükümete mi, MGK'ya mı ait olduğunu soruyoruz. Ecevit, şu karşılığı veriyor: ‘‘Her ikisinde de aynı tespit yapılıyor. MGK'da da bu anlattığım ekonomik ve sosyal önlemler konuşuluyor.’’

İLK İL KONGRESİ Ecevit, sonbaharda partisinin büyük kurultayını yapacaklarını, dün gerçekleşen Diyarbakır kongresinin de ilk il kongresi olduğunu vurguluyor. Hükümetin bu yılın ikinci yarısından sonra bölgeye ağırlık vereceğinin altını çiziyor. Özellikle köye dönüş süreciyle ilgili bölgedeki valilerin görüşlerini alacağını açıklıyor. Ecevit, her ne kadar siyasi önlem dese de alınacak önlemlerin ‘ekonomik ve sosyal boyutta’ olacağına işaret ediyor.

DIŞARIDA PUSUDALAR Bölgede terörün azaldığını; ancak dışarda pusuda beklediğini vurguluyor. Sınır ötesinde pusuda bekleyen teröre karşı nasıl bir tedbir alınacağı sorusuna da şu önemli sözle karşılık veriyor: ‘‘Ona göre dikkatli davranmalıyız. Terörün siyasal boyutu ağırlık kazandı. Bu da silahlı boyutu kadar tehlikeli. Buna karşı tedbir gerekiyor. Öncelikle sağlıklı kalkınma tedbiri lazım. Siyasi boyutu, silahlı boyutu kadar tehlikeli. Bizim de siyasi önlemlerimiz olacak, buna karşı.’’ Bir süre sonra sigara içmek için tekrar yanımıza geldiğinde, konuyu yeniden açıyoruz. PKK'nın yurtdışında siyasi mücadele için destek bulup bulmadığını soruyoruz. Ecevit, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: ‘‘Devletler olarak destek yok da, devletlerin içindeki siyasal grupların desteği var. Ama o da azalıyor. PKK'nın terör örgütü olduğu artık kabul görüyor.’’

TUZU KURU PKK'LILAR Ecevit, terörün azaldığı gerçeğinin artık kabul edildiğini kaydediyor. MGK'da bölge valisinin her toplantıda bilgi verdiğini aktarıyor. PKK'yı siyasallaştırmaya çalışanlara karşı eğitimde ortaya çıkan kapasite boşluğunun giderilmesi gerektiğini söylüyor. Bu arada yurtdışındaki PKK yanlılarının çabalarına işaret ediyor ve şöyle diyor: ‘‘Dışarda tuzu kuru PKK'lılar var. Refah içinde yaşıyorlar. Dağlardaki gençleri harcıyorlar.’’ Ecevit'e bu arada soruşturma komisyonları ile ortaya çıkan koalisyon ortakları ANAP ve MHP arasındaki gerilimin aşılıp aşılmadığını soruyoruz. Konuya girmekten kaçar bir havada, ‘‘Yok, yok onlar barıştılar. Başka bir şey söylemeyeyim’’ demekle yetiniyor.

ESAD'DAN SONRASI Hafız Esad'ın ölümünün Türkiye ile Suriye ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceği sorusuna şöyle yanıt veriyor: ‘‘Bilemiyorum. Esad, kendisinden sonrası için bazı tedbirler alıyordu.’’ Ecevit, bir başka soru üzerine de Esad'ın ölümünün bölgedeki barışı ve istikrarı bozacağını sanmadığını şu sözlerle dile getiriyor: ‘‘Türkiye ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine önem veriyorlar. Bu yönde bir gelişme var. Terörü tamamen başından atamasa bile ekonomik ilişkiler gelişiyor. Bayramda tel örgüyü açmayı önerdik. Evvela yadırgadılar, ama sonra onlar da açtılar. Çok da iyi olduğunu gördüler.’’

2 MESAJ

İdam mutlaka kalkacak

BAŞBAKAN Bülent Ecevit, dün gittiği Diyarbakır'da hassas mesajlar verdi. ‘‘Güvenlik sağlandı diye gevşemeyelim’’ uyarısında bulunan Ecevit, idam cezasının da kaldırılacağını ifade etti. Ecevit'in Diyarbakır DSP İl Kongresi'nde faili meçhul cinayetlerin çözülmesi sırrını da anlattığı konuşmasında verdiği mesajlar özet şöyle:

AB'YE ENGEL

İdam cezasını kaldırabilirsek hem yurtdışındaki suçluları Türkiye'ye getirtip, yargılama olanağı elde etmiş olacağız, hem de Avrupa Birliği'ne tam üyelik için büyük engellerden biri kalkmış olacak. Benim ve partimin bu konuda sorunu yok. Biz DSP'nin kuruluşundan beri zaten karşıyız. 1985 ortalarından beri de TBMM, komisyonlarında bekleyen idam kararını görüşmedi bile. Aslında yufka yürekli bir milletiz. İnsan canına kıymak istemeyiz. (Alkışlar) Alkışlarınız halkın da isteği olduğunu gösteriyor. Bu isteği yerine getireceğiz.

APO'NUN SAĞLIĞI

İmralı'da Abdullah Öcalan'a sağlanan olanakların yetersiz olduğu söyleniyor. Öcalan'a sağlanan sağlık olanakları Türkiye'de hiçkimseye sağlanmış değildir. Bunu inkar etmek yanlış olur.

İŞKENCE BİTİYOR

İşkence büyük ölçüde bitti. Devlet son günlerde cinayetlerin sırlarını işkence ile değil akıl ve bilimle çözdü. Bu olayları çözen Türk polis, jandarma ve istihbarat örgütleri gökten inmedi. Onlara karışan ve yanlış yönlendirenler vardı. Biz bu oyunlara son verdik. Bu şekilde polis, jandarma ve istihbarat ekipleri görevlerini en sağlıklı şekilde yapar hale geldiler.

HEDEF 1. PARTİ

1995'te solun birinci partisi olmuştuk. 1999'da Türkiye'nin birinci partisi olduk. Hedefimiz Batı'da olduğu kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da DSP'yi en güçlü parti konumuna getirmektir. Bunun Batı'da başardık, Doğu'da da başaracağız.

AÇIKTA BIRAKMAYIZ

Köy korucuları sorununa kesin ve tatmin edici çözüm getirmeye kararlıyız. Terör bitti diye onları aç ve açıkta bırakamayız. Mutlaka ağa baskısından kurtarıcı, geleceğini güven altına alıcı düzeni en kısa zamanda getireceğiz.

Kıl çadırda kuzu dolması

Başbakan Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit onuruna Karacadağ eteklerindeki Akdibek Köyü'nde aşiret usulü yer sofrası hazırlandı. Kurulan 9 kıl çadırda 2 bin kişiye yemek verildi. Ecevitler kıl çadırda minder üzerinde oturarak, ikram edilen kuzu dolmadan yediler. Ayrıca Akdibek köylüleri tarafından Bülent Ecevit'e aba, Rahşan Hanıma ise yöreye özgü işlemeli Hıftan giydirildi.

Kadın polis yol gösterdi

Başbakan Bülent Ecevit parti otobüsüyle havalimanından DSP İl Kongresi'nin yapıldığı Ziya Gökalp Spor Salonu'na gelirken yol boyunca toplanan vatandaşları selamladı. DSP otobüsü geçerken, görevli bayan trafik polisi de akışı düzenleyerek Başbakan'ın içinde bulunduğu otobüse yardımcı oldu.

DSP'nin gücü Ecevitler'den değil, halktan

‘Ecevitlerle birlikte bu partinin ömrü sona erer’ diye düşünenler var. DSP'nin gücü, varlığı Bülent ve Rahşan Ecevit'ten değil halktan geliyor. Halkın siyasette dürüstlük, tutarlılık ve hakça düzen istemesinden kaynaklanıyor. Nitekim 1987'de bir yıl partinin yönetiminde yoktuk. Ama DSP'den tek bir taş sökülmedi. Onun için DSP'nin geleceğine DSP'liler ne kadar güveniyorlarsa halkımız da DSP'ye başında ister ben olayım ister olmayayım güvenmeye devam edecek.

Türk'le, Kürt et-tırnak gibi

Türkle, Kürt etle tırnak kadar birbirleri ile kaynaşmıştır. Türkiye bağlamında Türk adı bir ırkın değil, değişik ırklardan, ülkelerden gelip bu topraklarda kaynaşmış olanların ortak adıdır. Ne Türk Kürt'e, ne de Kürt Türk'e ters bakar. Bunca yıllık terör bile bizi birbirimizden ayıramadı. Hem ulusal birlik hem de demokrasi açısından en tehlikeli partileşme ırk ayrımına göre partileşme ve gruplaşmadır. O yüzden Bosna Hersek ve Kosova'da derin acılar çekiliyor. Irk ayrımına göre partileşme en başta bu bölge halkına zarar verir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!