Yalçın Bayer: Trilyonlar vuruyorlar

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Sanayi Bakanlığı, enerji tasarrufu yaptığı ileri sürülen aygıtlara karşı tüketicileri hálá uyarmıyor.

Araçlara suyla çalışan ve yakıtta % 45 arasında enerji tasarrufu sağlayan aygıtla ilgili olarak ‘‘Kim Kandırılıyor?’’ (9.4.2000) başlıklı yazımızın arkasında çok şeyler olduğu ortaya çıktı.

Gazetelerde yer alan ‘‘Hidrogen Power Kit’’ başlıklı ve bölge bayilikleri verileceği duyurulan ilanların sahibi Tur-Dağ İnşaat Taahhüt Tur. Tic. Ltd. Şti., ‘‘140 ülkede patentlidir. Mucit ve patent sahibi Kemal Ruşen Özçelik'tir’’ diyordu ya...

Belki patenti olan ama üretimi olmadan trilyonlar toplanmaya başlanan yeni 'icat'ın gerisinde, tehditler, vurgunlar, sahtekárlıklar çıktı.

Şimdi olayın ne olduğunu Kemal Ruşen Özçelik'in, Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği dilekçeden okuyalım:

‘‘Piyasalarda su ile araba çalıştırma olarak bilinen Hidrogen Power Kit'in mucide ve patent sahibiyim.

Sanıkla bu ürünün pazarlanması konusunda görüşmelerimiz olmuştur. Ancak rahatsızlanmam neticesi bu görüşmeler kesildi.

Pendik'te Özel Özkan Hastanesi'nde yatarken Turgut Büyükdağ'ın, 'Tur-Dağ' isimli firmasına zorla götürüldüm, orada bana zorla boş káğıda imza attırdılar, hasta ve halsiz olduğumdan imzaladım.

Gazetelerde patentin tarafıma ait olduğu, 'Hidrogen Power Kit'in Tur-Dağ firmasınca pazarlanarak bayilikler verildiği ilan edilmiştir.

Sanığın ve anılan firmanın böyle bir yetkisi yoktur. Sanığı telefonla aradığımda şikáyetçi olacağımı söyledim. Sanık da beni ölümle tehdit etti.

Büyük ihtimalle sanık açığa attığım imzayı kötüye kullanmıştır. Sanığın ve firmasının, patenti bana ait olan bu ürünü pazarlama yetkileri yoktur. 3. şahıslar dolandırılmaktadır. Bunun önlenmesi ve haksız menfaat peşinde olan firma yetkilileri hakkında yasal işlem yapılarak cezalandırılmasını arz ederim.’’

TURGUT BÜYÜKDAĞ TEHDİT ETTİ

Kemal Ruşen Özçelik geçen cuma günü savcılığa verdiği yeni bir dilekçede de gelişmelerin boyutunu şöyle anlatıyor:

‘‘Kapalı hücre elektrotlarla orta sertlikte suyun elektrolize edilerek açığa çıkan hidrojen ve oksijenin içten yanmalı motorlarda ek bir yakıt olarak kullanılması yöntemini keşfeden ilk mucit olarak 28317 nolu patentin sahibiyim. 29 yıllık bir araştırma sonucu bulduğum buluş 143 ülkede beni tek hak sahibi olarak resmen tanımıştır. Kocaeli Üniversitesi otomotiv bölümünden Zafer Dülger'in doçentlik tezine konu olmuştur. TUBİTAK'ın da resmen dünyada örneği bulunmadığına ilişkin raporu mevcuttur. Ayrıca TSE raporu, İ.Ü. Kimya Bölümü'nde Prof. Cuma Bayatlı tarafından imzalanmış rapora da mevcuttur. İTO'dan üretim izni vardır.

TÜBİTAK: İSMİMİZ KULLANILDI

Turgut Büyükdağ, bana ait patentin sahibini kendisi gibi göstererek, bayilik, distribütörlük vaat edip yurtiçinde ve yurtdışında konuya ilgi duyan insanları dolandırmaya başlamıştır.

Şişli Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açmıştır. Topladığı çekleri faktoring şirketlerine kırdırıp paraya çevirmiştir. Topladığı trilyonluk parayla yurtdışına kaçma ihtimali mevcuttur.’’

Elimize ulaşan başka bir belgede, Turgut Büyükdağ'ın, sadece bayilik vaadiyle bir şirketten 29 milyar lira aldığı görülüyor.

Aslında bu aygıtın üretimi henüz başlamış değil...

Bu arada ilanda bu buluşa TÜBİTAK'ın onay verdiği iddiası üzerine TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Başkanı Ömer Kaymakçalan şöyle diyor:

‘‘Bu konuda herhangi bir test veya analiz isteği yapılmamış, bir rapor verilmemiştir. Merkezimizin ismi iznimiz alınmadan gerçek dışı bir şekilde kullanılmıştır. Bu hususta yasal işlmler yapılacağı kamuoyuna duyurulur’’ deniliyor.

Ortada ciddi bir vurgun olduğu anlaşılıyor.

Sanayi Bakanlığı suskun. Tüketici Kurulu ilgisiz.

Başvuru üzerine savcılık ne gibi işlem yapıyor?

Bunları henüz bilmiyoruz, ama Turgut Büyükdağ'ın ismini, bir dönem Türkiye'yi ayağa kaldıran tarikatçı Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı ve Fadime Şahin olaylarından hatırlıyoruz.

Bir de bu konudaki bayilik tartışmasından Hilton'da adamlar vurulduğunu...

Bu ülkede dolandırıcılara kanmak için gönüllü çok sayıda vatandaş varken, daha çok böyle ilanlar okuruz.

At yarışlarını

protesto edelim

DEVLET bir 'akar' yakalamadı mı, herkesi sağmal inek gibi sağıyor.

Sonra da eldeki kurum çökmeye başlıyor, amaçlanan katkılar da olmuyor.

Ankara'dan Dr. Hikmet Yazıcı ve Haldun Kızılsu, at yarışlarına yapılan zamma değiniyorlar. ‘‘Yanlış anlamayın, biz at yarışlarını kumar için değil hasret kaldığımız yeşili yarış alanlarında görmek, boş zamanlarımızı değerlendirmek ve stres atmak için oynuyoruz’’ diyorlar.

At yarışlarının bir kolonu geçen yaz 100'den 150 bin liraya çıkmış, yarından itibaren de 20 bin lira oluyormuş. Yani 1 milyonluk yarış 2 milyon lira oluyormuş.

Sayısal Loto'nun kolonu 100 bin lira iken dağıtılan en yüksek ikramiyenin 350 milyar olduğunu vurgulayan okurlarımız, ‘‘Bugün kolonu 160 bin lira ama dağıtılan ikramiye oranı ise aynı düzeyde. Bu durumda yüzde 50 düşüş söz konusu... Hani 2000 yılında enflasyon oranı % 25'lerde olacaktı... Daha yılın ilk dört ayında yapılan zam oranı % 84'e yaklaşıyor.’’

Gerçekten güzel işleyen bir kurumun, kesintiler yüzünden batan Spor-Toto'ya mı çevrilmesi isteniyor?

At yarışlarından KDV, Savunma Sanayii Destekleme Fonu, Olimpiyat Fonu, Yüksek Öğrenim Kredi Yurtlar, Türk Tanıtma Fonu, Belediye Eğlence Vergisi, Kızılay, Cumhurbaşkanlığı, müessese hissesi ve yarışseverlere kesinti yapılıyor.

Şimdi de Meclis gündemindeki Hayvanları Koruma Hakkındaki Kanun Taslağı ile % 5 kesinti daha yapılmak isteniyor. Dünyada kesinti oranı % 17-25 arasında iken, Türkiye'de bu oran % 60'a yaklaşıyormuş.

Türkiye Jokey Kulübü Başkanı Ömer Faruk Girgin, 1700 kişinin çalıştığı kurumda kesintilerin her gün artmasıyla yarışçılık sektörünün çökeceğini öne sürüyor.

Okurlarımızın önerisi şu: ‘‘Yeni zammı protesto için bir hafta süreyle at yarışı oynamayalım.’’

Türkiye'de kim kimi yakalarsa hemen öpüyor.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Halkta uyuşukluk var. Çalışmadan para sahibi olabileceğine inanıyor.’’

(Eski planlamacı, ekonomist, yazar Güngör Uras).

DEVLET Denetim Elemanları Derneği'nden (DENETDE) ilginç bir açıklama yapılarak, ‘‘Yolsuzlukları ve Yolsuzluklarla Mücadeleyi İzleme Komisyonu’’ kurdukları belirtildi ve ‘‘Bu kuruluşun her ay yapacağı değerlendirmeler sonucunda belirleyeceği kişi veya kuruluşa Temiz Toplum Ödülü verilecektir’’ denildi. (0312-419 71 50)

Yazarın Tüm Yazıları