Kabakulak

Güncelleme Tarihi:

Kabakulak
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2000 00:00

Kanat ATKAYA
Haberin Devamı

Sarışınsın, sarısın Geri

Yazı yazan insanlar da hayattaki her şey gibi çeşitli biçimlerde ikiye ayrılıyor. Yazılarına ‘‘Evet’’ diye başlayanlar ve başlamayanlar. Gördüğünüz gibi biz ikinci gruba dahiliz. Bir fotoğrafaltına daha böyle başladıktan sonra fotoğrafa geçelim. Geri Halliwell, absürd bir şekilde ‘‘Seç Bakalım Kızı’’ olarak girdi hayatımıza, Spice Girls olarak hortladı, sonra yine absürd bir hareketle Birleşmiş Milletler'in iyiniyet elçisi oldu. Geri'nin son absürd hareketi de ‘‘Mi Chico Latino’’. Bu güzide parçaya, Now That's What I Call Music'te rastlayabiliyoruz.

NOW THAT'S WHAT I CALL MUSIC 1

Çeşitli Sanatçılar

(BMG)

BAZEN bu karışık albümler için tek bir yazı yazı yazıp, hepsine aynı yazıyı koymak istiyorum. Veya sizinle aramızda bir tür şifre geliştirebiliriz, bilemiyorum. Ama bazen de bir albüm çıkıyor karşınıza, nuktunuz tutuluyor. Buyurun mesela ‘‘Now That's What I Call Music’’i ele alalım. Bu seri yanılmıyorsam 1983'te filan başlamıştı. O zamanlar müzik sektörü Türkiye'de bu kadar gelişmemiş. Çarşamba geceleri BBC World Service'ten ‘‘Top 20’’yi cızırtılı vaziyette dinleyip, listeyi kaydediyoruz, beğendiğimiz şarkıların 45'lik plaklarını İngiltere veya Almanya'dan getirebilmek için para biriktiriyoruz, sonunda da becerebilirsek plakları getirtebiliyoruz işte. Gümrükten o plakları ne şartta aldığımızı filan sormayın, içiniz geçer vallahi. Bu muhabbet biraz, ‘‘Babamın paltosundan bana ceket yapılırdı’’ tarzı oldu ama en ufak bir abartı yok. Her neyse, bir gün bir arkadaş elinde double bir albümle geldi. O zaman CD yok, her şeyi ‘‘vinyl’’ getirtiyoruz, sonra bir sürü BASF kasete çekiyoruz filan. Aaa, bir baktık albüm bir hazine. Son üç ayda çıkmış bütün liste parçaları bir arada. Hiç unutmuyorum, bir arkadaş diz çöküp albüme sarılarak ağlamıştı. Neyse. Bu albüm ilk Now That's What I Call Music'ti. Şimdi bu seri (tabii ki güncel parçalarla) Türkiye'de de çıkmaya başlamış. Zihniyet aynı. O zamanlar Kajagoogoo vardı şimdi New Radicals var. Nena vardı, şimdi Garbage var. Modern Talking vardı şimdi Andru Donalds var. Ve sıkı durun; o zamanlar Chris de Burgh vardı, bu albümde de Chris de Burgh var. Karışık albüm meraklıları ilgilensin...

EUROPE

1982- 2000

(Sony)

GENÇ bir rock dinleyicisinin en uyuz olduğu şey, kesinlikle ‘‘mış gibi yapan’’ rock'çılardır. Herhalde, 15 yılda bu durumda pek bir değişiklik olmamıştır. Bizim dönemimizin en uyuz olunan grubu da tartışmasız vaziyette Europe'tu. ‘‘Carrie’’ çalarken kontrolü kaybedip ‘‘Delikanlı mısınız be siz, ha delikanlı mısınız!’’ diye nara atıp bar dağıttığım çok olmuştur mesela. Bunlar İsveçliydi. İsveçlilerin iyi rock müzik yapabilme ihtimali, Tuvalıların rock yapabilmeleriyle hemen hemen aynıdır. Yani iyi niyete tabii ki iyi niyetle bakılır da bunlarınki kasti fauldü. Milenyum kargaşasıyla ‘‘Final Countdown’’u pullayıp yeniden sokuşturdular araya. Bir de böyle best of yaptılar... Oooh, yarasın. Yemezler güzelim, yemezler...

THE SPY WHO SHAGGED ME

Orijinal Film Müziği

(Maverick/ Balet)

SİNEMA dünyasında uyuzluk konusunda geçilemeyeceğini düşündüğüm Jim Carrey'yi bile sollayan Mike Meyers, ‘‘Austin Powers’’ın ikincisinde de iç bayıyor. Sinir uçlarına nüfuz ederek bile olsa güldürüyor kabul ama, adamı her seyrettikten sonra utançla, haksızlığa uğramış insan hissi arasında gidip geliyorum. Ancak filmin lüzumsuz olması böyle iyi bir soundtrack'e sahip olmasına engel teşkil etmiyor. Bangles, Steppenwolf. The Monkees, Propellerheads, They May Be Giants, Marvin Gaye, The Zombies, George Clinton ve Madonna... Bu albüm eşliğinde ıslık çalabilir, dans edebilir, bulmaca çözebilir, yüzde hesapları yapabilir, doğada uzun yürüyüşlere çıkabilir ve en önemlisi; istediğiniz an müziği kapatabilirsiniz.

katkaya@hurriyet.com.tr

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!