Oktay Ekşi: Adaylık ve Çevik Bir

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Sayın Demirel'in süresi dolduğu zaman memlekete Cumhurbaşkanı bulmakta sıkıntı çekeriz sananlar üzülmesinler... Büyük kıymetlerimiz teker teker ortaya çıkmaya başladılar:

Önce Çevik Bir... Onun ardından Doğan Güreş ve dün de TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut.

Güreş'in niyetini, bir adayda aradığı nitelikleri sayarken kendine benzediğini düşündüğü bir portre çizme çabası gösteriyor.

Akbulut'a gelince... Dün Türk-İş Kongresi'nde o da cumhurbaşkanlığı için vitrine çıkmış. ‘‘Bu işleri Amerikanvari yapmak iyi olur’’ diye duymuş olmalı ki, konuşurken ellerini ceplerine sokmayı ihmal etmemiş. Sonra da cumhurbaşkanı olması halinde, bu göreve kendisini seçecek olan Meclis'e sahip çıkacağını bildirmiş.

Sanki Meclis'e sahip çıkmak için TBMM Başkanı olmak yeterli değil...

Gördüğünüz gibi aday yokluğundan değil aday çokluğundan çekeceğiz galiba... Üstelik hepsi de birbirinden nitelikli.

Ama biz asıl en ilgi çeken aday olan Çevik Bir üzerinde durmak niyetindeyiz.

Çevik Paşa asker olarak ihtimal değerlidir. Ama bizi artık, cumhurbaşkanlığına soyunan bir insanda bu görevin gerektirdiği nitelikler var mı yok mu, o ilgilendirir.

Biz Çevik Bir Paşa'yı Somali'ye gönderilen Türk Birliğinin Komutanı olarak tanıdık. İlk notumuzu da orada birliğimizi hedef alan bir saldırı sırasında nöbet tutan erimiz hafif yaralanınca, onun fotoğrafını çeken ve düşüp bayıldığını yazan arkadaşımız Kadir Ercan'ı, ‘‘Türk askeri bayılmaaz! Türk askeri korkmaaz! Sen bizi düşmanlarımıza rezil ettinn! Senin yazdıklarını gören PKK bize güleceek. Defol giit!’’ diyerek Somali'den Türkiye'ye posta etmesi üzerine verdik.

Bizim doğrudan ve dolaylı şekilde muhatap olduklarımızı şimdilik yazmıyoruz. Ama gazeteciler hakkında dosya tutturma; beğenmediği gazetecilerin askeri tesislere girmesini yasaklama; kızdığı gazetecilerin kovulmaları için bazı işverenlere baskı yapma gibi hiçbir demokrasinin ve hiçbir hukuk devletinin kitabında bulunmayan karar ve uygulamaların arkasındaki isim olduğunu uzun zamandır duyuyoruz.

Zaten adaylığını açıkladığı akşam kendisine soru yönelten gazetecileri azarlaması da hem duyduklarımızı doğruluyor, hem de nasıl bir zihniyete sahip olduğunu yeterince açık bir şekilde ortaya koyuyor.

Çevik Bir'in kararını değerlendirmeye bu sütunun boyu müsait değil. O yüzden yeri gelirse tekrar yazarız. Ama kendisine Faruk Gürler'den önce Turgut Sunalp'ı incelemesini salık veririz.

Bir de merakımızı hoşgörürse, kendisine bir sorumuz var:

Çevik Bir bizzat açıkladığı gibi bir siyasi parti kurar, hele bir de iktidara gelirse, ülkenin her tarafındaki duvarlara ‘‘Partiye (veya lidere) sadakat şerefimizdir’’ diye yazdıracak mı?



Yazarın Tüm Yazıları