Aynı anda 50 sevgilim oldu

Gökşin Sipahioğlu'nu tanıyanlar kadınlara ne kadar önem verdiğini de bilir. ‘‘Bir gazetecinin hayatında kadının çok önemi var bana göre’’ diyen usta gazeteci, Paris'e geldiği ilk yıllarda sevgili sayısının 50'ye ulaştığını ama biçbirini birbirine karıştırmadığını söylüyor.

Fersan'ların kızıyla aşk

Parmaklarım ince ve uzun diye bana bir yıl kadar piyano dersi aldırdılar. Ne var ki basketbol oynarken parmaklarım incildiği için bunda başarılı olamadım. Lise yıllarımda klasik müzik dinlemeden ders çalışamazdım. En sevdiğim parça Korsakoff'un ‘‘Şehrazat’’ıydı. Yakın arkadaşlarım Feridun ve Sadun Altuna kardeşlere müzik ve tiyatro bilgilerimi borçluyum. Cumartesi günleri okuldan çıkıp Tepebaşındaki şehir tiyatrolara giderdik, gece oradaki küçük otellerde kalırdık. Tiyatroya girmeden önce bana oyunla ilgili bütün bilgilerini verirlerdi. Pazar sabahları Piknik'te sütlü ballı kahvaltımızı yaptıktan sonra evlerimize dönerdik. Türk Müziği'nin büyük ustaları Fahire ve Refik Fersan kuzenim Süha Özgermi'nin baba tarafından akrabalarıdır. Bir ara Fersan'ların büyük kızı Melek'e aşık olmuştum.

Bir sevgilinin mektubu diğerine

Kadın, erkeğin beraber olmaktan zevk aldığı önemli bir canlı. Kadınsız yaşanacağını sanmıyorum. Bir gazetecinin hayatında kadının çok önemi var bana göre. Hayatıma giren bütün kadınlar bana yardımcı olmuşlardır. Kadın güzelliğinden kültürüne, oturup kalkmasına, cinsel yaşamına kadar bütün olarak benim için önemli. Gençliğimde yurt dışında aynı anda 10 sevgilim vardı. O zamanlar iyi İngilizce bilmediğim için bana yazdıkları mektupları birbirlerine yollardım, onun da defterini tutardım kimin mektubu kime gitti diye. Paris'e ilk geldiğim yıllarda sevgililerimin sayısı 50'ye ulaşmıştı, hiçbirini birbirine karıştırmadım.

İlk karımla nasıl karakola düştük

Bir gece ilk eşim Saime'yle dolmuşla Boğaz'dan dönüyorduk. Önde iki kişi oturuyordu, arkada da ikimiz. Yolda giderken motosikletli bir polis arabayı durdurdu, bize baktı sonra, şöföre ‘‘Eşşoğlu, arkadakilere pezevenklik yapıyorsun’’ dedi. Sonra bizi karakola götürdü. O zaman ben İstanbul Ekspres'in yazı işleri müdürüydüm. Karakola gidince polislere kendimi tanıtmadım, sonra bir telefonla emniyet müdürünü arayıp olayı anlattım, bizi öyle salıverdiler.

İlk eşi geçen yıl öldü

Saime Bekbay bir zamanların ünlü sinema ve tiyatro sanatçısı. Öğrencilik yıllarında Bekbay'la ilk evliliği yapan Sipahioğlu o günleri mutlulukla anıyor. Gençliğinden bu yana alkol sorunu olan Bekbay geçen yıl vefat etti.

İkinci karısının babası Nazi'ydi

Gökşin Sipahioğlu ikinci evliliğini İstanbul Hilton Oteli'nde 1960'da Alman sevgilisi Margot'la yaptı. Hitler'in gözde SS'lerinden bir bakanın kızı olan Margot'la evliliği hukuki olarak yakın zamana kadar sürdü ve sonunda boşandılar.

Kadıköy'ün yakışıklı pivotu

Hayatımda sporun çok önemli bir yeri vardır. Basketbola St.Joseph'te başladım. 12 yaşında boyum 1.90 m, kilom 62 idi. 1947'de Fenerbahçe genç takımında oynamaya başladım, sonra Modaspor'a geçtim. Önce okulun adıyla bir spor klübü kurdum ama, lige geçmek için adının Türkçe olması lazımdı. Sonra Efes Pilsen'in satın aldığı Kadıköyspor'u 1950'de kurdum. Kulübün hem başkanı, hem antrenörü, hem kaptanı, hem de işçisiydim. Faul atışlarında şampiyonluklarım vardır. Moda'da yaptırdığım açık basket sahanımız Türkiye'nin en büyük sahasıydı. Kooperatif gibi çalışarak beş liralarla 4 bin kişilik sahayı yaptık. Denizin içinden büyük taşlar toplayıp pota altına yerleştirdik. 1960’ta Vatan'a Genel Yayın Müdürü olana kadar basketbol oynadım. Uzun yıllar atletizm de yaptım. 17 yaşımda kapalı salonda 1.63 m. atlayarak rekor kırdım ama düştüğümde kolumdan ve dizimden sakatlandım. Dekatlonda İstanbul 4.lüğüm, 110 m. engellide ise Türkiye 3.lüğüm vardır. Kadıköyspor'un 1 no.lu kurucusuyum ama, Efes yöneticileri benim kim olduğumu bilmiyor olacaklar ki, burada şampiyonluk maçı oynadıklarında beni davet etmediler.