Dayatmayı ben yaparım

Güncelleme Tarihi:

Dayatmayı ben yaparım
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 1998 00:00

Haberin Devamı

Başbakan Yılmaz, ANAP Grubu'nun ayakta alkışladığı konuşmasında, önümüzdeki günlerde yapılacak MGK toplantısına atıfta bulunarak, ‘‘27 Mart, 28 Şubat olmayacak. O toplantıda dayatma gerekiyorsa, onu ben yapacağım’’ dedi. BÇG'nin lağvedilmesi gerektiğini yineleyen Başbakan, ‘‘Askerlere irtica ile mücadele görevi vermedim. Onu hükümet zaten yapıyor’’ dedi.

Başbakan Mesut Yılmaz, dün Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkilerini biraz daha gererek, orduya dönük eleştirilerini açıkça kayda geçirdiği şok açıklamalarda bulundu. Yılmaz, 27 Mart tarihinde yapılacak MGK toplantısıyla ilgili tartışmalara atıf yaparak, ‘‘27 Mart'ı 28 Şubat'a benzetenler var. Böyle olmadığını görecekler. Eğer o toplantıda bir dayatma gerekecekse, o dayatmayı ben yapacağım’’ dedi.

Yılmaz, ANAP grubunun coşkulu alkışlarla karşılık verdiği bu eleştirilerini sıralarken orduya irtica ile mücadele görevi vermediğini belirterek, ‘‘İrtica bizim işimiz’’ dedi, ayrıca Genelkurmay Başkanlığı bünyesindeki Batı Çalışma Grubu'nun lağvedilmesi gerektiği yolundaki görüşünü bir kez daha kayda geçirdi.

Başbakan, bu arada Milli Güvenlik Kurulu'ndan bazı generalleri rektörlere irtica konusunda brifing verdikleri, YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz'ü de bu toplantıyı düzenlediği için eleştirdi.

Yılmaz'ın eleştiri oklarından nasibini alan bir başka kişi de İstanbul Üniversitesi'nin türban konusundaki katı tutumuyla tanınan rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu oldu.

‘‘Herşeyin başı hükümettir’’ diyen Yılmaz, Türkiye'de istikrarı istemeyenlerin hep aynı oyunu oynadıklarını belirterek, orduya irtica ile mücadele görevi vermediğini söyledi.

Konuşması ANAP'lı milletvekilleri tarafından uzun uzun alkışlanan Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne en küçük zarar verilmeyeceğini, bunu yapmaya çalışanların önüne çıkılacağını belirterek, ordunun terörle mücadelede büyük başarı sağladığını, kendilerinin de geçmiş hükümetlerde bu konuda büyük destek sağladıklarını anlattı. Ordunun, Suriye, Kuzey Irak, Kıbrıs gibi önemle ilgilenmesi gereken konular olduğunu kaydeden Yılmaz, şunları dedi:

DEMOKRASİ ZORLANMAZ

Şiddeti teşvik etmeyen, kanuni düzeni tehlikeye sokmayan herşey fikir hürriyetinin içindedir. İrtica ile demokratik hukuk devleti kuralları içinde mücadele edeceğiz. Bunu yaparken demokrasiyi zorlamayacağız. Demokrasiyi zorlayarak bir yere gitmek mümkün değil. Bu hükümetin 3 önceliği var. Enflasyon, terörle mücadele ve irtica ile mücadele.

BÇG LAĞVEDİLMELİ

Hükümet kurulduktan sonra Batı Çalışma Grubu'na ihtiyaç olmadığını, lağvedilmesi gerektiğini söyledim. Ben Başbakanlık'ta bir takip kurulu kurdum. O kurul görevini hassasiyetle sürdürüyor. MGK toplantılarında da bundan memnuniyetlerini ifade ettiler. Son günlerdeki tartışmaların nerden çıktığını da anlayamıyorum.

ASKERE GÖREV VERMEDİM

İrtica ile mücadele hükümetin görevi, herşeyin başı da hükümettir. Askerin onca başarılı görevi var, irtica bizim işimiz. Ben orduya irtica ile mücadele için görev vermedim ki. 26 Şubat'ta yapılan MGK toplantısı raporunda aynen şöyle deniyor: Hükümet asıl işi olarak irtica ile mücadeleyi üstlenmiş ve gerekli her türlü tedbiri almıştır. Hiçbir MGK toplantısında da hükümetimizin irtica ile mücadelede en ufak eksikliği olduğu yönünde eleştiri yapılmadı.

DAYATMA BENİM HAKKIM

İstanbul Üniversitesi Rektörü'nün yanlış tavrından yola çıkarak, rahattan rahatsız olan bazı çevreler, bunların arasında bazı basın kuruluşları da yer alıyor, 27 Mart'da yapılacak olan MGK'ya farklı bir anlam yüklemeye çalıştılar. 27 Mart'ın 28 Şubat gibi olacağını iddia ediyorlar. Öyle birşey yok. Olmadığını da görecekler. 27 Mart toplantısında bir dayatma yapılması gerekiyorsa, o dayatmayı ben yapacağım; ben bu kadar iş yaptım, bu dayatma hakkı da benim olur. Biz demokratik, adil, dini istismar etmeyen, ama dine saygılı bir parti olduğumuz göstermek zorundayız.

HİÇBİRİNDEN VAZGEÇMEYİZ

Türkiye demokratik, laik bir sosyal hukuk devletidir. Devletin bu üç temel ilkesinden hiçbiri diğerine feda edilemez. Laiklik için, sosyal hukuk devleti; demokrasi için laiklik feda edilemez. Hiçbirinden asla vazgeçmeyeceğiz. Bir takım karanlık güçler hep aynı oyunu oynuyor, hükümeti zayıf göstermeye çalışıyor.

İSTEDİĞİMİZ UYGULANACAK

Üniversitelerde türban konusunda 1989 yılında çıkmış bir yasayı esas almaya çalışıyorlar. Oysa 1990 yılında bu konuda çıkardığımız bir yasa var. SHP iptali için Anayasa Mahkemesi'ne götürdü, mahkeme SHP'nin talebini reddetti. Kılık kıyafet konusunda düzenlemeler içeren bu yasayı görmezlikten geliyorlar ve hukuk dışına çıkmaya çalışıyorlar. Biz irtica ile mücadelede son derece kararlıyız ve bu konuda hukuk kurulları hiçbir taviz verilmeden uygulanacaktır. Kamu kuruluşları için bizzat ben genelge yayınladım. Hemrişelik ve tıp okulları dışında sorun yok.

REKTÖR YANLIŞ YAPTI

Üniversitelerdeki uygulama yanlış başlamıştır. Teknik bir konu olarak başlamış. Yani kimlik kartı uygulaması olarak. Sonra konuştum. Rektör de hatasını anladı. Siyasi amaçlarla türbanı kullananlarla, dini gereği için kullananları ayırmak lazım. Bunları da biliyoruz. Bu konu bir disiplin konusu olarak ele alınacak, hiçbir öğrenci bu nedenle okuldan atılmayacak.

DERSE GİRMEYEN ASKERLER

Sanki şimdi daha çok irtica varmış gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Bunu nerden çıkarıyorlar? İmam hatip liselerinde türban konusu yeni mi? Şimdi bazı okullarda askerler milli güvenlik derslerine girmiyormuş. Yeni mi çıktı? Ama daha çok irtica var gibi hava vererek ortalığı bulandırmaya çalışanlar var.

BRİFİNG GÖREVİ VERMEDİM

YÖK toplantısına bazı generaller gidip, irtica ile ilgili brifing verdiler. Ben bu konuda hiç kimseye görev vermedim. YÖK'ün böylesi bir tutum almasını da anlayamıyorum. Ayrıca türbanla ilgili bir karar da yayınladılar. Bu da yanlıştı. Kendilerine söyledim.

İĞNE VE ÇUVALDIZ

Hükümetimiz önemli işler yapıyor. 8 aydan beri de bunu gösterdik. Bütünlüğümüzü koruyarak bunu yaptık. Böyle devam etmeli. Önümüzdeki üç ay çok önemli. Enflasyon hedefimize ulaşabilmek için hükümetin öncelikle Meclis'e getirdiği yasaların bir an önce çıkması lazım. İğneyi başkasına, çuvaldızı kendimize batırmalıyız.

ENFLASYON AYIBIMIZ

Enflasyon bu hükümetin ayıbıdır. Verdiğimiz yıllık hedefe ulaşabilmek için gerekli yasaları çıkarmalıyız. Mahalli idareler reformu büyük bir reformdur; bakanlar görevlerini devrediyor. Şimdiye kadar kimse yapamadı. Bunu çıkaralım. Sizden ricam arkamda top gibi durun, hiçbirşey olmaz.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!